isimsiz



Join the forum, it's quick and easy

isimsiz

isimsiz

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

yok


2 posters

    Bazen tek bir kişi düzeltir herşeyi...

    Patience Schelden
    Patience Schelden
    Yönetici & Slytherin 5. Sınıf Öğrencisi


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 30
    Taraf : Ölüm Yiyen.
    Rp Partneri : Aaron Joshua Rhys.
    Patronus : Karga
    Kan Saflığı : Safkan.
    Lakap : Patie.
    Soyunuz : Schelden.
    Ruh Hali : Bazen tek bir kişi düzeltir herşeyi... Kustah10
    Tanınmışlık : 5

    Ödüller : YoK

    Bazen tek bir kişi düzeltir herşeyi... Empty Bazen tek bir kişi düzeltir herşeyi...

    Mesaj tarafından Patience Schelden Cuma Mart 26, 2010 6:31 pm

    Erkenden uyanmış , saçlarımı taramış, hafiften bir göz makyajı yaptıktan sonra cüppemi giymiştim. Aynanın karşısına geçip göğsümün üzerinde duran yılana gururla baktım. Onu taşımaktan gurur duyuyordum. Yatakhanedeki kızlarla uğraştım bir süre. Çok basit insanlardı. Hoşlandıkları erkeklerden bahsedip duruyor ve aldatıldıkları için ağlıyorlardı. Ben ise bu durumdan gayet hoşnuttum. Okulda göze çarpan bir insandım. Ama biri de benim gözüme çarpıyordu. Ahhh Aaron...Onu şu an çok seviyordum. Onunla çok rahattım ve ona sahiptim. Ama şimdilik ,sonrasında ne olacağını bilmiyorum.

    Zindana indim. Her yer bomboştu. Kimse yoktu. Canım sıkılmaya başlamıştı. Ne yapacak ödevim ne de konuşacağım bir arkadaşım vardı. Kütüphanede en yakın arkadaşım Andee'yi bulacağıma emindim ama canım dışarı çıkmak ve eğlenmek istiyordu. Koşarak aşağı indim. Taş koridorlarda ağır ağır yürüyordum. Kadim duvarlardaki soylu tablolara bakıyordum. Bu sırada yanımdan geçen Peewes 'e de dil çıkarmayı ihmal etmemiştim. Bu yaratıktan hiç hoşlanmıyordum. Tanrıya şükürler olsun ki o da bana bulaşmıyordu. Ailemi iyi tanıyordu. Çoğu zaman korku işe yarar bir duyguydu. Büyük kapıdan dışarı çıktığımda çok hoş bir hisse kapılmıştım. Saçlarımı uçuran rüzgara gülümseyerek baktım. Öğrencilerin hepsi buradaydı. 1.sınıflar basit ve saçma büyüler yaparak eğleniyorlardı. Suratlarındaki aptal gülümsemeden ve üzerlerindeki o komik renklerden anladığım kadarıyla bir grup Gryffindor ve Hufflepuff çimenlere uzanmış birbirlerine birşeyler anlatıyordu. Kızın biri inanılmaz uzunluktaki saçlarını dizlerine koymuş etrafa bakınıyordu. Tek göstereceği şey saçlarıydı. Ihmm bunu da kısmen iyi yaptığı söylenebilirdi.


    Oysa benim asıl ilgimi Çınarın yanındaki Ravenclaw lar çekmişti. İçlerindeki altın sarısı karışık saçlara sahip olan çocuk bana bakıyordu. Arkadaşları içerisinde hemen göze çarpıyordu. Umursamaz ve sempatik tavırları , derin deniz mavisi gözleri ve inanılmaz güzel fiziğiyle beni büyülüyordu. Ona doğru koştum ve kucağına atladım. Sıkıca sarıldım ve onu öptüm. Sonra geri çekildim ve ortak arkadaşlarımıza selam verdim. Sonra tekrar ona baktım. Bana gülümsüyordu. Dayanamayıp bir kez daha öptüm ve ekledim ''Eee? Aaron beni özledin mi?''
    Aaron Joshua Rhys
    Aaron Joshua Rhys
    Ravenclaw 5. Sınıf Öğrencisi


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 103
    Yaş : 30
    Taraf : İlgilenmiyor.
    Rp Partneri : Pay-Shey :D
    Patronus : Karga.
    Kan Saflığı : Safkan.
    Lakap : Josh.
    Soyunuz : Rhys.
    Ruh Hali : Bazen tek bir kişi düzeltir herşeyi... Keyifl10
    Tanınmışlık : 12

    Ödüller : YoK

    Bazen tek bir kişi düzeltir herşeyi... Empty Geri: Bazen tek bir kişi düzeltir herşeyi...

    Mesaj tarafından Aaron Joshua Rhys C.tesi Mart 27, 2010 1:03 pm

    Midemden tuhaf tuhaf seslerin geldiğini fark ettiğimde halâ sıcak yatağımdaydım. İçinden çıkmanın daha önce hiç bu kadar zor olduğunu fark etmemiştim. Oda arkadaşım çoktan aşağı inmiş olmalıydı ki, ortalıkta gözükmüyordu. İstemsizce üzerimde ki örtüyü iterek üstümü açtım. Bir an için odanın soğuk rüzgârı üzerimi sanki yeni bir örtüymüş gibi sardığında titremeye başladım. O an ki üşümeyle attığım örtüyü tekrar üzerime çekerek biraz olsun vücudumu ısıtmaya çalışıyordum. Ah, kahretsin! Şimdi kim gidip üstünü değiştirecekti ki? Buz gibi suyu yüzüme çarpmayı düşünemiyorum bile! Örtüyü çeneme kadar çekmiş, kendimle cebelleşiyordum. Hadi ama bu kadar ürkek davranırsam daha kötü olacak ve bahçeye bile çıkamayacaktım. Bu sefer kesin kararımla, örtüyü hızla üzerimden atmış ve yatağımdan çıkmayı başarabilmiştim. Yatağın kenarında asılı olan kapüşonlumu üstüme geçirerek banyoya gittim.


    Küçük bir duşun ardından oldukça rahatlamıştım. Neyse ki vücudum da kendi ısı derecesine kavuşmuştu. Dolabımdan, askıya asılmış olan formamı çıkararak yatağımın üzerine bıraktım. Pantolonumu giydikten sonra beyaz gömleğimin bedenimde kaymasına izin verdim. Düğmelerini hızla ilikledikten sonra mavi - bronz renkte ki çizgili ve ucunda Ravenclaw armasının bulunduğu kravatımı başımdan geçirdim. Gömleğimin yakalarını düzelterek kravatımı boğazıma doğru sonuna kadar çektim. Bunu yapmayı seviyordum. Düzgün ve disiplinli. Kesinlikle böyle olmadığını düşündüğüm zamanlar kendimden tiksiniyordum. Mavi, kenarında bronz çizgilerin geçtiği süveterimi giydim. Geriye sadece siyah cübbem kalmıştı. Onu da üzerime geçirerek aşağıya inmek için hazırlandım. Yatağımın üzerinde boş duran askıyı yerine koyma ihtiyacı hissetmeden merdivenlerden aşağıya hızla indim.

    Aslında çoğunlukla ortak salon dolu olur, tüm öğrenciler vakitlerini burada geçirirlerdi. Fakat bugün gibi güneşli günlerde burada birilerini bulmak, samanlıkta iğne aramak gibi bir şeydi. Kimseler yoktu. Eminim, diğer binaların ortak salonları da böyleydi. Ravenclaw'ların hepsi bahçeye çıkmasa da mutlaka kütüphaneyi doldurmuşlardır. Benim de kütüphane de işlerim vardı, yapmam gereken ödevler, araştırmam gereken büyüler... Fakat şimdi onlarla uğraşmayacaktım. Her büyücü gibi bahar gelince bende kendimde rahatlık hissediyordum. Koridorlarda bir kaç grup öğrenci olsa da normalin aksine sakindi. Sonunda bahçeye çıkabilmiştim. Güneş tüm enerjisiyle parlıyordu. Hafif bir rüzgâr ağaçların dallarını sallıyordu. Ben etrafa bakarken Tom'lar beni görerek bağırmışlardı, ''Aaron, buradayız!'' Yüzümde ki büyük gülümsememle yanlarına doğru hızlı adımlarla ilerledim. Owen ve Bruce ağaca yaslanmış birbirlerine takılıyorlardı. ''Bugün çok erkencisin Aaron'' dedi gülümseyerek Tom. ''Evet, bugünlük biraz öyle oldu'' bende ona aynı şekilde gülümsedim. Aramızda şakalaşmalar bitmek bilmezdi. Yatarken bile bir şeyler söyler, beni güldürmeyi başarırdı.

    Bir süre sonra koridorlardan bahçeye doğru gelen Patience'ı göründü. Bana bakarak yüzünde ki gülümsemeyle yanımıza geliyordu. Bu kız gerçekten nefes kesiciydi. Küçük bir tebessümle yanıma gelişini izledim. Hızla boynuma sarıldı ve yanağıma küçük bir öpücük kondurdu. Bende onu sarmıştım. Böyle hareketlerine alışıktım, ne zaman ne yapacağı belli olmazdı. Geri çekildi ve Tom'lara selam verdi. Tekrar boynuma atıldığında gerçekten beklemediğim bir hareket yapmıştı. Bir kez daha yumuşak dudaklarını yanağımda hissetmiştim. ''Ee? Aaron beni özlendin mi?'' Ellerimle beline sarıldım. ''En son dün görüşmemize rağmen... Evet, yani sanırım'' Buna kızabilirdi. Evet, buna gerçekten kızacaktı. Yine de sanki hiç söylememiş gibi yapmayı başarabilmiş ve Tom'a dönerek aralarına katılmıştım. Fakat hemen ardından Patience'ı çekerek bir kolumla beline sarıldım. Tamamen bıraksaydım, büyük ihtimalle ayrılmak isterdi. Aslında kimin umrunda ki? Evet o en güzel kızlardan biri olabilirdi ama ben ona aşık falan değildim. Hoşlanıyordum, sadece o kadar.

      Similar topics

      -

      Forum Saati Cuma Mayıs 17, 2024 11:15 am