JewelleLatona,15,Fransız,Ravenclaw
i'm ashamed of my life, because it's empty.
Geçmiş... Usun gizemleri arasına gömülen bu esrarlı kavramın tüm detaylarını, menfaatlerin, hırsların, narsizmin ve geri kalan tüm fesatça duyguların arasından sıyırıp çıkartmak, nefes alan her varlık için zordur. Peki, geçmiş kara sislerle bezeliyse? Acı verir anımsamak, acı verir tüm dehşeti bir kez daha duyumsamak. Peki, Jewelle'a ait olan dehşeti, onun ağzından dinlemeye ne dersiniz?
"Uykum, bedenimi sıcak bir kürk gibi sarıp sarmalamıştı adeta. Melekleri kıskandıracak kadar derin ve tatlı bir uykuydu bu... Bu yüzden, kulaklarıma belli belirsiz çalınan çığlıkları işitip uyandığımda, doğal olarak yüzümü ekşitmiştim. Uyandığımda, daha iyi duymaya başladığım çığlıkların dehşetengiz tonu, vücudumu baştan başa bir titreme krizine sokmuştu. Bir an, yatağımın davetkâr sıcaklığını terk edip merakıma yenik düşüp düşmeme konusunda tereddüt yaşasam da, benliğimdeki ihtilalin galibi merağım oldu. Bu arada giderek artan çığlıkları duymamak için ellerimle kulaklarımı kapatmıştım, ancak beyhudeydi bu... Giderek artan çığlıklarla birlikte, benim de boğazımdan bir bağırtı koptu. Odamın kapısından geçip evimizin karanlığına adım atmamla birlikte, zayıf bir mum ışığının altında yatan kanlar içindeki cesedi farketmem bir olmuştu. Cesedin üstündeki beyaz elbise, kanlar içindeydi. Boyun kısmı parçalanarak ölmüştü cansız bedende bir zamanlar yer almakta olan ruhun sahibi. Midemin istemsiz bir hareketle kasıldığını hissettim, kusacak gibiydim. Birkaç adım daha attıktan sonra... Cesedin, kime ait olduğunu anladım. Ve anlamamla birlikte yere yıkılıp ölmek istercesine, ruhumu teslim etmek istercesine ağlamaya başladım."
Bir vampir olan Raynéll Latona, günün birinde kontrolünü yitirir ve karısı Adelle'e saldırarak onu cansız bir biçimde yere yıkar. İnsan kanının onu sarhoş eden tadını dudaklarında hissettiği için, bir daha kontrolünü kaybedebileceğinden endişelenir ve kızının güvenliğini sağlama amacıyla, Jewelle'ı İngiltere'de yaşayan kardeşinin yanına gönderir. Çok geçmeden Bakanlık tarafından farkedilir ve bir cadının katili olduğu için Azkaban'a gönderilir. Jewelle ise, annesinin ölümüyle yaşadığı şoku ve dehşeti zar zor atlatabilir. On bir yaşında başladığı Hogwarts'ta, hep özlemini duyduğu sıcak bir yuvaya sahip olmanın mutluluğunu yaşar.
Ketumdur. Tüm düşüncelerini kendisine saklayacak, fikirlerinin boğazında bir yumru halinde birikmesine göz yumacak kadar. Çünkü düşüncelerini başkalarıyla paylaşırsa, anlaşılamayacağından emindir. Hep düşüncelidir, mantığına oldukça güvenir. Narsist olmasa bile, güzel olduğunun ayırdındadır. Bazı durumlarda kendi menfaatlerini gözetmekten hiçbir zaman çekinmez. Değişkendir ruh halleri; bir gün neşeli, bir gün kederli olabilir. Geçmişini anımsamaktan her zaman çekinir. Kitap okumaktan ve yürüyüş yapmaktan çok hoşlanır.
i'm ashamed of my life, because it's empty.
Geçmiş... Usun gizemleri arasına gömülen bu esrarlı kavramın tüm detaylarını, menfaatlerin, hırsların, narsizmin ve geri kalan tüm fesatça duyguların arasından sıyırıp çıkartmak, nefes alan her varlık için zordur. Peki, geçmiş kara sislerle bezeliyse? Acı verir anımsamak, acı verir tüm dehşeti bir kez daha duyumsamak. Peki, Jewelle'a ait olan dehşeti, onun ağzından dinlemeye ne dersiniz?
"Uykum, bedenimi sıcak bir kürk gibi sarıp sarmalamıştı adeta. Melekleri kıskandıracak kadar derin ve tatlı bir uykuydu bu... Bu yüzden, kulaklarıma belli belirsiz çalınan çığlıkları işitip uyandığımda, doğal olarak yüzümü ekşitmiştim. Uyandığımda, daha iyi duymaya başladığım çığlıkların dehşetengiz tonu, vücudumu baştan başa bir titreme krizine sokmuştu. Bir an, yatağımın davetkâr sıcaklığını terk edip merakıma yenik düşüp düşmeme konusunda tereddüt yaşasam da, benliğimdeki ihtilalin galibi merağım oldu. Bu arada giderek artan çığlıkları duymamak için ellerimle kulaklarımı kapatmıştım, ancak beyhudeydi bu... Giderek artan çığlıklarla birlikte, benim de boğazımdan bir bağırtı koptu. Odamın kapısından geçip evimizin karanlığına adım atmamla birlikte, zayıf bir mum ışığının altında yatan kanlar içindeki cesedi farketmem bir olmuştu. Cesedin üstündeki beyaz elbise, kanlar içindeydi. Boyun kısmı parçalanarak ölmüştü cansız bedende bir zamanlar yer almakta olan ruhun sahibi. Midemin istemsiz bir hareketle kasıldığını hissettim, kusacak gibiydim. Birkaç adım daha attıktan sonra... Cesedin, kime ait olduğunu anladım. Ve anlamamla birlikte yere yıkılıp ölmek istercesine, ruhumu teslim etmek istercesine ağlamaya başladım."
Bir vampir olan Raynéll Latona, günün birinde kontrolünü yitirir ve karısı Adelle'e saldırarak onu cansız bir biçimde yere yıkar. İnsan kanının onu sarhoş eden tadını dudaklarında hissettiği için, bir daha kontrolünü kaybedebileceğinden endişelenir ve kızının güvenliğini sağlama amacıyla, Jewelle'ı İngiltere'de yaşayan kardeşinin yanına gönderir. Çok geçmeden Bakanlık tarafından farkedilir ve bir cadının katili olduğu için Azkaban'a gönderilir. Jewelle ise, annesinin ölümüyle yaşadığı şoku ve dehşeti zar zor atlatabilir. On bir yaşında başladığı Hogwarts'ta, hep özlemini duyduğu sıcak bir yuvaya sahip olmanın mutluluğunu yaşar.
Ketumdur. Tüm düşüncelerini kendisine saklayacak, fikirlerinin boğazında bir yumru halinde birikmesine göz yumacak kadar. Çünkü düşüncelerini başkalarıyla paylaşırsa, anlaşılamayacağından emindir. Hep düşüncelidir, mantığına oldukça güvenir. Narsist olmasa bile, güzel olduğunun ayırdındadır. Bazı durumlarda kendi menfaatlerini gözetmekten hiçbir zaman çekinmez. Değişkendir ruh halleri; bir gün neşeli, bir gün kederli olabilir. Geçmişini anımsamaktan her zaman çekinir. Kitap okumaktan ve yürüyüş yapmaktan çok hoşlanır.
En son Jewelle Latona tarafından Ptsi Mart 22, 2010 1:00 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi