isimsiz



Join the forum, it's quick and easy

isimsiz

isimsiz

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

yok


2 posters

    Annabeth Johnson

    Annabeth Johnson
    Annabeth Johnson
    Kofti


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 7
    Kan Saflığı : Melez
    Lakap : Pixié
    Ruh Hali : Annabeth Johnson Seytan10
    Tanınmışlık : 0

    Ödüller : YoK

    Annabeth Johnson Empty Annabeth Johnson

    Mesaj tarafından Annabeth Johnson C.tesi Nis. 17, 2010 5:51 pm

    [size=small]Annabeth Johnson


    Karanlık… Korkunç, insanı içine çeken bir karanlık… Ayaklarım ileri gidiyordu fakat ben istemiyordum. Tutunacak bir şey bulmak ümidiyle etrafıma bakındım ancak sonsuz karanlıktan başka hiçbir şey yoktu. Karanlık beni sanki o kocaman bir mıknatıs ve bende ufacık bir çiviymişim gibi kendine çekiyordu. Bunu durdurmalıydım. Henüz herhangi bir şey göremesem de kötü şeylerin olacağını hissediyordum. Düşünmeliydim. Bir yolunu bulmam lazımdı. Evet, buldum bağıracaktım. Eğer bu bir rüya değilse -kesinlikle bir rüya olduğuna eminim- işe yaramazdı fakat rüyadaysam büyük bir ihtimalle uyanacaktım.
    Derin bir nefes aldım, gözlerimi kapadım ve sonra tüm gücümle ses tellerimi yırtarcasına bağırdım:
    ¬-Uyaaaaannnnnnnnnnnn!

    Gözlerimi açmamla beraber odamın kapısı kırılırcasına açıldı ve içeriye babam girdi. Aslında girmekten çok hücum etmek gibi bir şeydi. Babam korkuyla:
    — Anna,Anna! Diyerek beni omuzlarımdan tutup sarsmaya başladı. Gördüğüm rüya –kâbus demek daha doğru- beni yeterince sarsmıştı zaten. Üstüne üstlük babamında beni sarsması fazla geldi ve sesimin biraz fazla çıkmasına özenerek “Yeeterrrrrr. Ben uyandım.” dedim. Babam:
    —Anna, sen bağırınca biri seni boğazlıyor galiba diye düşündük ve geldik.
    —Geldik derken? Odada senden başka kimse yok baba.
    —Ablaaaaaaaaaaaa.

    Bu küçük kardeşim Jenny’nin sesiydi. Babamın arkasında kaldığı için onu görememiştim. Jenny yanıma geldi ve yatağa çıkmaya çalıştı.
    —Jenny çikolatalı ellerini yatağıma sürüyorsun. Çabuk ellerini çek yoksa seni gülmekten kırana kadar gıdıklarım.
    Tehditim onu korkutmasa da ellerini yatağıma sürmekten vazgeçti. Oturur bir pozisyona geçtim ve Jenny’yi kucağıma alarak o sevimli, tontiş yanağına kocaman bir öpücük kondurdum. Tabi bunun karşılığı olarak beni bitter tadında öpücüklere boğdu. Ben Jenny’nin kıvırcık saçlarını okşarken yanımda bir kıpırtı hissettim. Dönüp yanıma baktığımda köpeğim Tamtam’ı gördüm. Kendisi çok beyefendi bir Sibirya kurdudur. Jenny’nin yanına oturup elimi yalamaya başladı. Tamtam’ı ne kadar çok sevsem de elimi yalamasından hala hoşlanmıyorum. Bu yüzden elimi çekip Tamtam’ın sırtına koydum ve okşamaya başladım. Tamtam değer verdiğim şeyler arasında. Hogwarts’a giderken kesinlikle onu da yanımda götürecektim. Eğer onu burada bırakırsam üvey annem ve üvey kardeşim canavar Joe onu çok yaşatmazlardı. Jenny ve Tamtam’ı kucağımdan indirip ayağa kalktım. Terliklerimi ayağıma geçirirken babama soğuk bir sesle “Saat 1’de tren kalkıyor. İstasyona kadar sen mi bırakırsın yoksa otobüsle mi gideyim?” diye sordum. Babam:
    —Anna, Hogwarts’a neden bu kadar çok gitmek istiyorsun?
    —Peki, sen neden beni Hogwarts’a yollamamaya bu kadar meraklısın?
    —Anna, tatlım ben sadece seni düşünüyorum. Orada başına bir şey gelmesinden korkuyorum o kadar.
    —Baba, ben senin neden beni yollamak istemediğini biliyorum. Annemin başına gelenler benim başıma da geleceğini düşünüyorsun; fakat aynı şeyler ya-şan-ma-ya-cak! Diye bağırıp odadan çıktım.
    Çalışma odama gittim, kapıyı kapatıp kilitledim.Yanağımda sıcak bir şeyler hissettim.Elimi yanağıma götürüp sildim.Ağlıyordum.Çok ahmaktım.Ancak ahmaklar ağlar ve ben asla ağlamamalıydım.Ama olmuyordu işte.Olmuyordu.Kahrolası gözyaşları.Ağlamamak için o kadar çaba harcamama rağmen durmuyorlardı.İçimden düzinelerce lanet okuduktan sonra derin bir nefes aldım.Karar vermiştim.Odama gidecek ,üstüme başıma çeki düzen verecek, bavulumu alacak ve sonra trene binip Hogwarts’a gidecektim.Beni nelerin beklediğini bilmiyordum fakat öğrenmek de istemiyordum.Zamanı gelince nasıl olsa öğrenecektim.
    Elimle gözyaşları silip, saçlarımı geriye attım ve anahtarla kapının kilidini açtım. Odama giden koridor boyunca ne babamı ne de Jenny’i gördüm. Böylesi daha iyi oldu.
    Odama girince kapıyı kapatıp dolabımı açtım. Dünden hazırladığım grinin tonlarının kullanıldığı girdap desenli T-shirt ve kotumu giydim. T-shirt bana kâbusumu hatırlattı. Vücudumdan bir ürperti geçip gitti. Kâbusum korkutuculuğunu hala koruyordu. Kâbusu bir süreliğine de olsa unutmaya karar verip aynanın karşısına geçtim. Aynada kendime bakakaldım. Saçlarım normalde sarıdır fakat şuan saçlarıma güneş vuruyordu ve tıpkı annemin saçları gibiydi. Babamında eskiden bana dediği gibi “Küçük Rose” olmuştum. Aklıma eski hatıralarım gelmişti. En acı hatıralarım. Annemin, gözlerimin önünde bir Slytherin tarafından öldürülmesi… Bu görüntüden uzaklaşmak için kafamı salladım. Aynaya baktığımda eski ben olmuştum. Aynanın önündeki göz kalemime ve rimelime uzandım. En sevdiğim iki makjaz malzemesi. İlk günden çok dikkat çekmemek için bu ikisini kullandım sadece. Sonra saçlarımı tarayıp doğal halinde bıraktım. Arkamı dönüp son kez odama baktım. Özleyecek çok şey yoktu.
    Seri ve düzenli adımlarla ilerleyip bavulumu aldım ve çıkış kapısına doğru ilerledim. Evde benden başka kimse yoktu sanki. Tamtam bile yoktu. Benimle birlikte gelmek istemiyorsa onu zorla Hogwarts’a götüremezdim. Kapıyı açıp siyah Converselerimi giyip kapıyı kapadım. Bir an durup bu yaptığımın en iyi şey olduğunu düşündüm. Yeni bir hayata adım atacaktım. Bunun heyecanıyla merdivenleri hızlıca indim. Önümde bu evden kurtulmak için sadece bir kapı kalmıştı. Kapıyı açtım ve sabahın ılık rüzgârını içime çektim. Merhaba yeni hayat…

    [/size]
    Aurélie Andee Cooper
    Aurélie Andee Cooper
    Ravenclaw 5. Sınıf Öğrencisi & Bina Başkanı


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 583
    Yaş : 29
    Taraf : Karanlık taraf yanlısı.
    Patronus : Tavşan.
    Yetenek : Veela.
    Kan Saflığı : Safkan
    Lakap : Ann - Genelde Jared'ın kullandığı bir lakap.
    Soyunuz : Cooper
    Ruh Hali : Annabeth Johnson Keyifl10
    Tanınmışlık : 14

    Ödüller : YoK

    Annabeth Johnson Empty Geri: Annabeth Johnson

    Mesaj tarafından Aurélie Andee Cooper Perş. Nis. 22, 2010 1:23 pm


    Dil Bilgisi: // RP Kalitesi: // Diğer:
    Bu tabloya göre değerlendiriyorum.


    Dil Bilgisi: ''babamında'' kelimesinde ki ''da'' eki ayrı yazılır. ''tehtitim'' değil ''tehdidim'' olarak yazılır. T-shirt yabancı bir kelimedir, Türkçesi ''tişört'' tür. Bunlar gibi bir - iki tane daha harfleri yanlış yazdığın yer var ve ''da'' ekini bitişik yazdığın yerler... Fazla, hatta neredeyse hiç virgül kullanmamışsın. Bu yüzden virgül gereken cümleleri bir daha okumak zorunda kaldım. Bunlar dışında yanlışın yok.

    RP Kalitesi:
    Betimlemelerin fazla yoktu. Olayı anlatıp geçmişsin, derinlere inmemişsin. Öyle yaparsan daha güzel olacaklardır. Bir kaç yerde anlatım bozukluğun var. Rpg'lerimiz de konuşma çizgisi (-) kullanarak değil, tırnak işaretleriyle ('') karakterlerimizin konuşmalarını yazarız.

    Diğer (Renklendirme, Kurgu vb.): Renklendirmen kötü. Lacivert seçmen hiç hoş olmamış, çok göz yorucu ve renklerin hiç uyumlu değil. Basit bir kurguydu ama yine de kötü değildi. Paragrafların çok dağınık, biraz daha düzenli olduklarında daha güzel olacaklardır. Size:11 kullanmanı tavsiye ederim. Yazı stilin ve boyutu Rp'ni pekte hoş göstermiyor.


    ___
    İstersen derslere katılabilirsin.

      Forum Saati Cuma Mayıs 17, 2024 10:02 am