Sabahın erken ışıklarıyla rahat yatağından kalkan Alex, direk banyoya gidip duş almak için sıcak suyu açtı. Üstündeki gri eşorfman ve beyaz atlet'i çıkarıp sıcak suyun altına girdi. Yukardan gelen sıcak su damlalarının verdiği hazla ve okulun başlamasının verdiği zevkle ıslık çalarak duşunu yaptı. Daha sonra üstüne siyah bornozunu giyip yatak odasına döndü. Saç kurutma makinasını aldı ve saçlarını kurutmaya başladı. Aynada yakışıklı yüzüne bakarken bir yandan da okulu hayal ediyordu. En önemlisi de birçok arkadaşını görecek olması onun yüzündeki tebessümü arttırıyordu. Saçlarını kuruttuktan sonra kırmızı valizini açtı ve kıyafetlerini hızlı bir şekilde valize koydu. Asasını, pelerinini ve büyülü eşyalarını özenle valizin sağ köşesine koydu. Tüm eşyalarını tamamladıktan sonra üstünü değiştirmek için akşam kenara koyduğu mavi jeans ile turuncu t-shirt'ünü eline aldı ve üzerindeki bornozu çıkarttı. Kaslı vücudunun üzerine hemen kıyafetlerini giydi ve alt kata inmek için merdiven başına geldi. Ahşap merdivenlerden yavaş yavaş aşağıya indi. Karşısına ilk görünen buzdolabını açtı ve sandviç hazırladı. Alelacele dışarıya adımını attı ve King's Cross'a gitmek için bir taksi durdurdu. Valizini arka bagaja koydu ve taksiye bindi. Şoföre; King's Cross Tren İstasyonu, hızlı olursanız sevinirim. dedi. Taksici gaza bastı. Alex elindeki sandviç'den bir ısırık aldı ve dışarıdaki insanları ve sokakları seyretti. Sonunda bu sokaklarda boş boş gezmeyecekti.
...
Sonunda King's Cross'a gelmişti. Valizini eline aldı ve hızlı bir şekilde Peron 3 çeyreğe ilerledi. Duvardan hızlı bir şekilde geçti ve trene adımını attı. Girer girmez hoş bir koku sarmıştı Alex'i. Kimse olmadığı için 8.Kompartımana geçti. Valizini üstte koydu ve hayal kurmaya başladı. Arkadaşlarıyla birlikte Gryffindor ve Hufflepuff'lara eziyet çektirmeyi özlemişti. Kafasını cama koydu ve düşledi.