isimsiz



Join the forum, it's quick and easy

isimsiz

isimsiz

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

yok


    Şarap Mahzeni

    Baron Guillaume Seidx
    Baron Guillaume Seidx
    Müzisyen


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 178
    Yaş : 29
    Taraf : İşim olmaz...
    Patronus : **Sansar**
    Yetenek : Müzik yeteneği (tabi büyü dünyasında yetenek sayılırsa)
    Kan Saflığı : safkan
    Lakap : Nazlıı
    Soyunuz : Seidx
    Ruh Hali : Şarap Mahzeni Ac10
    Tanınmışlık : 7

    Şarap Mahzeni Empty Şarap Mahzeni

    Mesaj tarafından Baron Guillaume Seidx C.tesi Ara. 19, 2009 3:18 pm

    Ne kadar, güneşli olduğunu avaz avaz bağırsa da, inatla havanın kapalı, soğuk ve iç bunaltıcı olduğuna inat ediyordum. Bana inat, tepeden sırıtıyordu güneş. Bu hüzünlü günde en son istediğim şeyler, neşeli çocuklar, çimenlerin üstünde kahkahalar atarak koşması, sevgililerin izleyeni kusturana kadar sarmaş dolaş, sarhoş gibi gezinmesi, kol kola girmiş, yaşlı kadın ve kızının, dondurmalarını yalayarak, dar sokaklarda tur atması gibi neşe verecek eylemler. Sanki mutlu olduklarını tüm dünyaya kanıtlamak istiyorlar.

    Bu “neşeli” günü, işlettiğim barın şarap deposunda, beşinci ve muhtemelen son olmayacak şarap bardağımdan, İtalya’nın ünlü şaraplarında olan D'istinto markalı şarabını yudumlarken düşünüyordum. Etrafımda, kat kat dolaplar, içinde çeşit çeşit şaraplar vardı. Muhtemelen, ertesi gün bugün olanları hayal misali hatırlacaktım. Bu hayal oranını artırmak için elimden geleni yapardım. Bir şeşe belki iki… Belki de kendimi odaya kilitlemeliydim, mağlum, o kadar içtikten sonra dışarı çıkıp, asla hatırlamayacağım anıları yaşamak istemezdim. Yalnızlığımın simgesi, bu şarap mahzeninde sarhoş olana kadar içip, sonra da ayılana kadar uyumak istiyordum. Büyük ihtimalle kimse beni aramayacak, sormayacaktı. Çünkü kimse yoktu. Eve gitmem için bir neden, bir kimse yoktu. Eve gitmediğimi kimse fark etmeyecekti. Barmenler, benim o “hiç haber vermeden” çıktığım gezintilerden birinde olduğumu düşünecek, gelen müşteriler barda çalan ayyaş adamın yokluğunu fark etmeyeceklerdi. Burada ölürsem, mahzenden gelen koku, her Pazar gelen Mrs. Norway’ın dikkatini çekecek, bunu duyan, Mrs. Norway’ın “hayranı” Fidge, gösteriş yapmak için, bayanın oraya girmesini engelleyip, ilk adımı o atmak isteyecekti. Şiddet meraklısı hormonlu barmen Pablo, oraya yalnızca personellerin girebileceğini, söyleyecekti. Bir yandan da yumruğunu tehditkâr bir şekilde sıkacaktı. Ödlek Paul altına kaçırdığı için fellik fellik temiz tuvalet arayacak, saatlerdir tuvaletten çıkmayan, ve genelde böyle yapan Russ’ı zorla tuvaletten çıkaracaktı. İşi yarım kalan Russ, o sinirle hormonlu barmen Pablo’yu dövecekti. Ve böylelikle şarap mahzeninden gelen o iğrenç koku unutulacaktı. Bir hafta sonra, küçük Diana mahzenden şarap çalmaya çalışırken, yerde yatan cesedi görecekti. O an, o ceset hakkında tek bilinen şeyin, ismi olduğu anlaşılacaktı.

    Ben, “ben ölünce” hayalleriyle eğlenirken (!), kapıyı sert bir şekilde açıp yanıma gelen kişiyi tanıyamadım. Belki bulanık görmeseydim daha iyi olurdu Belki de, sarhoş olmasaydım, gelen kişinin Hogwarts’tan eski arkadaşım, Cassandra olduğunu anlayacaktım. Kaç yıl olmuştu? On? Yirmi? Elbette o kadar olmamıştı. Tabi o gece beş yaş daha yaşlandığımı saymasak. Sadece beş yıl olmuştu. Cassandra, benim hayatımı değiştiren birisiydi. Amaçlarımıi hayallerimi, istediklerimi ve istemediklerimi belirlememe yardımcı olmuştu. Uçuruma yuvarlanmak üzereyken, beni çekip kurtaran oydu, ve her zor anımda o yanımdaydı. Her hata yaptığımda o beni uyarmıştı. Ve şimdi beş yıl aradan çıkıp gelmesi ne demekti? Bir işaret miydi?

      Forum Saati Cuma Mayıs 17, 2024 11:16 am