Tanrı aşkına bu hale nasıl getirdim kendimi? Annemi kesen babamdan kaçıyorum diye yaşlı benden çok yaşlı birinden hamile kalmak zorunda mıydım? Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak bu olsa gerek. Ne hissedeceğimi bile bilmiyorum. Aslında son zamanlarda hiçbir şeyi bilmiyorum. Yalnızca bu şeytandan kurtulmam gerektiğini biliyorum. Hemen kurtulmazsam okuldan bile atılabilirim. Günlerdir, tüm paramı bu içkicide harcıyorum. O kadar fazla içiyorum ki sabah kendimi yine burada, masanın üzerinde uyuklar vaziyette buluyorum. Barty'nin bana alışmasını da bu yüzden istemiştim. Eğer bana alışmasaydı ve burada kalmama müsade etmeseydi kalacak bir evim bile olmadığından çaresizlik içinde sokakta yatacaktım. Gece henüz başlamışken, kendimi Hog's Head'e bir kez daha attım. Her zamankinden der gibi bir ifade takınıp, barmene göz kırptım. Yine Ah Magnolia, sen delisin! bakışını fırlattı bana, yakışıklı. Ondan hoşlandığımı anlamadığına seviniyorum bazen. O buradan çıkıp, eski bir otelde türlü fantezilerini yapıyor ve sabah yine onu göreceğim saatte geliyordu. Önüme koyduğu tostu yememi sağlıyor ve daha fazla içersem, pişmanlık duyacağımı bana hatırlatıyordu. Aslında duyduğum pişmanlıklar dizisine birini daha katmak istemiyorum. Ama bu yaptığımın hayatta pişmanlık duymayacağım tek şey olduğunu ona defalarca belirtmekten de usandım. Bu bebeği doğuramazdım. Bu bebek benim eğitim hayatımı, son senesinde bitirecekti. Buna göz yumamaz ya da seyirci kalamazdım. İsyanım ve işte tüm yaptıklarım bu sebeptendi. Hoşlandığım erkeğin beni sadece karnımdaki bebekten dolayı kollamasını istemiyordum da. Ve tüm bu tutarsız hallerime alışan arkadaşlarımla en kısa zamanda konuşmalıydım. Belki onları buraya çağırırdım, yeni evime.
2 posters
Acı *
Magnolia Allaire- Slytherin 7. Sınıf Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 23
Lakap : Mervö, Merc, Merv, Mervea, Mivi
Ruh Hali :
Tanınmışlık : 0
Ödüller :
- Post n°1
Acı *
Hester Seidx- Slytherin 7. Sınıf Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 150
Yaş : 28
Taraf : Kararsız.
Rp Partneri : Yok.
Patronus : Tarantula.
Soyunuz : La Famille Seidx.
Ruh Hali :
Tanınmışlık : 2
- Post n°2
Geri: Acı *
" Buraya gel, Hester! " Yüzüne bile bakmadım, elimi çekiştiriyordu doğrusu; kolumdan çekiyordu beni bense karşı koymaya çabalıyordum. Sonunda çekildiğimde, yani kaçmayı başardığımda işte o sözleri söylemişti. " Bu bir emirdir! " Hah, beni kendine bağlaya bileceğini mi zannediyordu? Kusura bakmasın ama, bu asla olmayacaktı. Çantamı kaptığım gibi, dışarı çıktım. Nereye gideceğimi bilmiyordum ama, malikaneye gidemezdim akrabalarımla görüşmüyordum, Liverpool'e gidemezdim dükkanın anahtarı bende değil'di Thleasy'de idi. Kalmama izin verir mi bilmiyordum, aslında gidebileceğim bir yer daha vardı ama korkuyordum... Belki Alpha'nın yanında kalabilirdim, bunu çok istiyordu. Malikane'de eski sevgilim ile tartıştığıma inanamıyordum. Hog's Head İçki Dükkanının önünde bulmuştum kendimi bir anda. O kadar çok mu yürümüştüm gerçekten? Şimşeğin Çakmasıyla, kendimi içeriye attım saçıma gelen bir yağmur damlası bile benim uyanmış olduğumu fark etmemi sağlamıştı. İçeri girdiğimde, barmen'e ne var dercesine baktığım için kendime bir yıldızlı beş vermeli miydim? Tanıdık birileri var mı diye bakınırken, Magnolia'yı fark etmiştim. Fazla üzgün ve solgun duruyordu. Rengi falan solmuştu anlayacağınız, ilk adımı attığımda bir ıslık sesini duydum hah kimseyle kavga edecek halde değildim. Sol kolumu sağ kolumla birleştirip nasıl derler çiçek olmuştum... Magnolia'nın yanına gidip " Oturuyorum... Ahanda, oturdum prenses. " Dedim gülümsemeyi de unutmadım, bundan pek rahatsız olmuş gibi durmuyordu aslında. Gözlerinden anlayabiliyordum, artık... Onu huzursuz eden bir şeyler vardı? Olmalıydı, evet... " Tamam, selamlaşmayı es geçelim. Sana ne oldu? " Bana anlatabileceğini biliyordu öyle değil mi? Gözlerine bakıyordum, daha sonra konuşacağını fark ederek gülümsemeyi kestim ve çantamı çıkartıp soluma koydum.