Mutluluk kokan şehir, Hüzün koktu bugün
Çok kalabalık , insanların tıklım tıklım dolduğu bir şehirdi.
Muggle'lar, Büyücüler... Herkes mutluydu. Bu şehir New York'tu!
Hayallerin şehri, enfes güzelliklerle dolu şehir. Mutluluk kokan şehir... Umut dolu şehir...
Devasa cam fanusların içerisinde bir kaç yasal olmayan bilim adamı
moleküllerle oynuyorlardı. Deney, adını verdikleri bir çok molekülün
içeriğini değiştirmeye yeni bileşikler çıkarmaya çalışıyorlardı.
NaCl tuzu, sofra tuzu. İşte onun içeriği ile oynarken yeni bir bileşik
elde ettiler. Hidrokarbonlarla alakalı bu bileşik hakkında hiç bir
fikirleri yoktu. Her şey bir anda gelişti. Güzellik ve zevkin uçup
gideceğini nerden anlayabilirlerdi ki?
Oluşan yeni bileşik insanlığın en zararlı bileşiğiydi. Temas ettiği her
şeyi değiştiriyordu. Kimyası bozulan bileşik cam fanusu kırarak havaya
temas etti önce. Ve tüm şehre yayılmaya başlıyor... Bir zehir gibi.
Havadaki oksijeni içine alarak yok etmeye ve neredeyse her şeyin
kimyasını bozmaya başlıyor. İnsanlar nefes aldıkça genleri değişiyor,
saldırganlaşıyorlar. Çok büyük savaş çıkıyor. İnsanlar birbirlerine
düşman oluyorlar. Buldukları araç gereçlerle birbirlerini bilinçsizce
öldürmeye çalışıyorlar.
Sadece içinde sevgi barındıranlar bilinçli kalıyor. Savaşıyorlar fakat
yaptıklarının farkında olarak. Gözü dönmüş onca insanın kendilerine ve
sevdiklerine zarar vermesini engellemeye çalışarak.
Çok yakın bağları olan insanlar birbirini tanıyor. Anne, baba, kardeş,
dost, sevgili... Kalabalık şehirde herkes genlerinin değiştiğinin
farkında ve herkes kaçmak istiyor. Kaçıp kurtulmak, huzura ulaşmak...
Şehir 24 saat içinde boşaltılmaya başlanıyor. İnsanların bazıları
sevdiği, harabeye dönen şehirde kalmak isterken bazıları kaçmak
istiyor. Ölüme terkedilen onca insan, arkadaş, sevgili kalıyor geriye o
şehirde. Oysa sadece insanlar değil, hayvanlarda başkalaşım
geçirmişlerdi.
Terk edilmiş şehirde kalan insanlar bünyelerine göre 12-24 saat
içerisinde ölmeye başlıyorlar. Ölen insanlarla harebe şehir kalıyor
elde olarak. Ve birde fotoğraflar kalıyordu...
Uzmanlar bu kimyasal değişimi açıklayamıyor fakat cok garip ki o
kimyasal değişim sadece o şehirde kalıyor. O şehirden dışarıdaki hava
ile karışamıyor.
Şehir bir anda yalnızlığın tadını almıştı... Yalnızdı o da yalnız gidenler gibi... Hayalet, harabe gibiydi her yer.
Bazısının sevgilisi kollarında öldü. Veda bile edemeden, gittiler. Tek
bir veda bile edemeden... Hüzün dolu ayrılıklar oldu, ölüm bile
ayıramaz denilen sevgileri ölüm ayırmıştı...
Bazısı da geride bıraktığı sevgilisine uzaktan, aracının camından
bakakaldı... Elveda sevgili, diye fısıldadılar. Oysa ne umutları vardı,
ne hayalleri. Evleneceklerdi, mutlu olacaklardı. Nasıl kıydılar?
Bazısı da kalan fotoğraflarla iç çekti. Özledi... Belki perişan oldu
resimleri gördükçe. Silemedi, öldü sevgilim diyemedi. Her
hatırlayışında boğazında bir şey düğümlendi. Midesine buz gibi
yumruklar yedi belki de...
Bir küçük bebeğin bile haberi vardı olanlardan. Ailesinin ölüme
bıraktığı küçük bebekti oda... Pırıl pırıl gözlerinin feri sönecekti
saatler sonra. O da ölüme terkediliyordu...
Annesiz kalan çocuklar vardı... Annesini kaybeden. Göz yaşları
yanaklarında süzüldü. Bu yaşanan dehşete anlam veremiyordu belki de.
Umutsuzca bakan gözler vardı artık... Psikolojileri alt üst olmuş insanlar... Göz yaşlarıyla ıslanan yanaklar vardı...
Bazısı da sevdiğine seni seviyorum!, diyememişti hiç... Gözlerine
bakamamıştı. Şimdi ondan ebediyen uzaklaşıyordu belki de. Bilmiyordu.
Bilinmezlik gemisinde ilerliyordu.
Hani hiç bırakmayacaktı? Hani ölüm bile ayıramazdı? Ne oldu bize böyle
dediler silkinerek... Ama artık geçti. İnsanlar ölüyordu, sevgililer
ölüyorlardı. Verilmiş sözler hiç tutulamayacaktı... Ebediyen terk
etmişlerdi birbirlerini. Sağ kalanlar ne yapacaktı peki? Başkasına mı
yar olacaklardı? Yoksa intihar mı edeceklerdi? Hayalleri, umutları
yıkılmış perişan olanlara ne olacaktı peki?
Oysa mutluydu herkes o şehirde... Küçük şeyleri düşünüp mutlu olanlar
vardı. Hayatı dolu dolu yaşayanlar vardı. Sevimsiz bir deney mi sebep
olmuştu? Gazeteler, dergiler, tüm dünya New York'a kilitlenmişti.
Herkes merakla bekliyordu... Kurtulanlar en yakın şehirlere
gidiyorlardı. Ve gidenlerin isimleri alınıyordu... Her şey alt üst
olmuştu. Yas ilan edilmişti her yerde.
---
Kurgunun her hakkı saklıdır. SHA ailesine aittir. Kurgu tuhaf bir
şekilde ortaya çıkmıştır. Ben, rüyamda gördüm tüm bunları. Murat ve
Elif'le paylaşınca kurgu yapalım dedik. Ortaya böyle bir senaryo çıktı.
Herkes üyelikleriyle katılmaya çalışırsa eğer ortaya mükemmel rp'ler
çıkabilir diye düşünüyoruz. Biz heyecanlıyız. Şimdi sizde bizimle bu
kurguya var mısınız?
---
Rp katılımla beraber en kısa sürede başlayacak. Ve süre de belirlenecek. Haber edilecek.
En son Lizzié Auriän Andié tarafından Ptsi Eyl. 07, 2009 2:49 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi