isimsiz



Join the forum, it's quick and easy

isimsiz

isimsiz

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

yok


+2
Adelaidé Darchélle Marque
Stanley Alejandro Andié
6 posters

    Elisha ve Alejandro / Düğün

    Stanley Alejandro Andié
    Stanley Alejandro Andié
    Bakanlık Çalışanı


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 49
    Yaş : 31
    Taraf : Tarafsız. İlgilenmiyor. Ya da gizliyor.
    Rp Partneri : Elisha Stéfania Andié (Soyadı Legolas olcak. Evleniyos da)
    Patronus : Yok
    Kan Saflığı : Safkan
    Lakap : Ozi
    Soyunuz : Legolas
    Ruh Hali : Elisha ve Alejandro / Düğün Asik10
    Tanınmışlık : 0

    Elisha ve Alejandro / Düğün Empty Elisha ve Alejandro / Düğün

    Mesaj tarafından Stanley Alejandro Andié Cuma Ağus. 28, 2009 9:08 am

    Elisha ve Alejandro / Düğün 49837870

    Düğün başlamıştır tüm büyü dünyası davetlidir.

    Büyük salon her zamankinden farklı süslenmiştir. Çok özel büyüler kullanılmıştır ve büyüleri narin, estetik olan ev cinleri çalışmıştır dekorda. Salonun en başında orkestranın sahiplendiği bir sahne bulunmaktadır. Sahne beyaz renktedir, bir çok çiçek ve yaldız* ile süslenmiştir. Kapı her daim açık bırakılmıştır ve herhangi bir süsleme yapılmamıştır girişe. Sadece kırmızı ve orkestranın sahnesine kadar uzanan bir halı vardır. Halının kenarlarında altın sarısı bir halat deseni uzanmaktadır. Dört beş metre mesafelerle dağınık olarak, normal boylarda vir insanın beline gelen fiskosa benzeyen yuvarlak masalar yerleştirilmiştir. Davetlilerin her biri burada içkilerini yudumlayabileceklerdir. Aynı zamanda orkestranın sahnesinin önünde geniş bir alan bırakılmıştır, nedeni dans ve bazı oyunlar içindir(Halay, çiftetelli vb. XD). Salonun üstü büyük salonda ki gibi gökyüzü olarak büyülenmiştir ve kar yağıyordur. Yağan büyülü kar insanların kafasıan değmeden kayboluyordur. Ayrıca yorulan kişiler içinse salonun belli başlı yerlerine koltuklar ve sandalyeler yerleştirilmiştir. Bir çok küçük süs havuzunun kenarlarında da tahtadan oturma paletleri yapılmıştır. Bir çok balon ve yaldız odanın etrafındadır. Gelin ve damadın, oturabilmesi için salona giriş yönüne göre en sonda sağdadır ve orkestranında sağındadır. Burada iki adet başı uzun mavimsi bir grilikte taht kurulmuştur ve biraz yüksektedir. Tüm davetlileri görebilmek için. Ev cinleri sürekli içki ve meze servisleri yapmaktadır her masada soğuk şarap ve her türlü alkol bulunmaktadır.

    *Yaldız: Yıldız şeklinin küçüğü ve parlak olanıdır. Pul şeklindedir.

    Not:Gelin ve damat sonradan gelecektir siz Rp'lerinizi yapmaya başlayın. Fatih senin için her masada alkol var!
    Adelaidé Darchélle Marque
    Adelaidé Darchélle Marque
    Bakanlık Bölüm Başkanı


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 898
    Yaş : 34
    Taraf : İnsanlık
    Rp Partneri : Aşk beni bulabilir, ama çok zor.
    Patronus : Kuğu
    Kan Saflığı : Safkan
    Lakap : Adél
    Addé
    Soyunuz : Safkan
    Ruh Hali : Elisha ve Alejandro / Düğün Keyifl10
    Tanınmışlık : 5

    Elisha ve Alejandro / Düğün Empty Geri: Elisha ve Alejandro / Düğün

    Mesaj tarafından Adelaidé Darchélle Marque Cuma Ağus. 28, 2009 11:43 am

    Güzel... Evet! Bugün çok güzel bir gün. Çünkü bir düğün var. Önlerinde bir kapı var Elisha ve Alejandro'nun. Bu kapı aralık; açılmayı bekliyor. Onlar bugün bu kapının kolunu beraberce tutacaklar ve ardında kadar açacaklar. Bir daha kapanmayacak bu kapı aşklarının gücü sayesinde. Acaba ben ne zaman evleneceğim? Biliyorum. Aşkta bir çocuk gibi toyum hâla. Hiç gerçek aşkı yaşamadım. Görmedim, hissetmedim. Bir erkek için kalbim gerçekten hiç çarpmadı. Benim aşklarım yalancıydı. Yalancı aşk... Ne kötü! Bunları unutmaya çalıştım ve saatime baktım. Düğün başlamış olmalıydı. Bense kös kös oturuyorum daha. Ayağa kalktım. Yatak odasına gidecek mecâlim yoktu. Bu yüzden asamla giysilerimi oturma odasına davet ettim. Süzülerek geldiler. Bugün beyaz giymeyecektim. Şimdi beyaz gelin için seçilmiş bir renkti çünkü. Önümdeki açık mavi dizlere kadar uzanan gece elbisesini yakından inceliyorum. Ütüsü vardı, lekesi yoktu. Giysilerimi çıkartıp bir köşeye fırlatıyor, bu elbiseyi giyiyorum. Sonra gül şeklindeki mavi küpeleri kulağıma takıyor, elbisemi tamamlayan mavi şapkayı kafama takmadan önce sapsarı, dümdüz saçlarımı salıyorum. Yine mavi bir çantanın içine makyaj malzemelerini koyup kapatıyor, koluma takıyorum. Sonra da buharlaşıyorum.

    Birden ayaklarım Hogwarts zeminine değiyor. Bir sıcaklık hissediyorum. Yıllar önceki okulum. " Canım okulum! " Beni şimdiki görevime getiren muhteşem yer...! Önümde ben küçükken özel günler, kutladığımız balo salonu var. İçeri giriyorum. Kimse yok. İlk olarak gelmek sinirimi bozuyor. Masalar var etrafta ve hepsinin üzerine bir şişe kırmızı şarap ve kadehler var. Bir masanın yanına gidip üzerine çantamı koyup gelecekleri beklemeye başlıyorum. Tepeden yağan kar ve düzenleme ise çok hoşuma gidiyor.


    En son Adelaidé Darchélle Marque tarafından Ptsi Eyl. 07, 2009 6:41 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
    Tom Welling
    Tom Welling
    Ravenclaw 4. Sınıf Öğrencisi


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 4794
    Yaş : 30
    Taraf : Yoldaşlık
    Rp Partneri : Rapunzél
    Patronus : Hipogrif
    Yetenek : Animagus
    Kan Saflığı : Melez
    Lakap : Clark Kent ~ Superman
    Soyunuz : YoK
    Ruh Hali : Elisha ve Alejandro / Düğün Yogun10
    Tanınmışlık : 72

    Elisha ve Alejandro / Düğün Empty Geri: Elisha ve Alejandro / Düğün

    Mesaj tarafından Tom Welling Cuma Ağus. 28, 2009 12:31 pm

    Tom, aynadaki görüntüsüne eleştirisel bakışlar atıyordu. Kendisini takım elbise içinde görmek çok garip bir duyguydu. Gülesi geliyor, ama kendi haline acıdığı için somurtuyordu. Genelde hep rahat giysiler giydiği için böyle resmi günlerde ne yapacağını şaşırırdı. Elinde olsa bütün resmi günlerde kot ve t-shirt ile gezmek isterdi, ama bugün önemli bir gündü, ve takım elbise giyecekse, bu gün giymeliydi. En iyi iki arkadaşı evleniyordu. Aynadaki yansımasına bakarken aklı eskilere gitti. Stanley ve Elisha'yla ilk tanıştığı günü hatırladı. Hogwarts'a ilk defa gelen birinci sınıflar arasında hep en fazla göze çarpan arkadaş grubu onlarınkiydi. Lizzie, Stanley, Tom ve Elisha. Arkadaşlıkları o zamanlar bile güven ve sadakate dayanıyordu, hala da öyleydi. Dalgın dalgın aynaya bakarak eskiden arkadaşlarıyla yaşadığı maceraları hatırladı, ve gülümsemeye başladı.

    "Tom, geç kalıyoruz!"

    Kapalı kapının arkasından gelen sesle irkilen Tom, hemen kendine geldi. "Geliyorum, Lizzie!" diye bağırdıktan sonra aynadaki yansımasına bir kez daha baktı. Özenle taranmış ve onu zengin işadamları gibi gösteren saçı, yemyeşil parlayan gözleri, geniş çene kemiğiyle tam bir mafya gibi duruyordu. Giydiği takım elbisenin gömleği pantolonunun içine geçirilmişti. (Iyk) Siyah kaliteli kumaştan yapılmıştı, ve kravatı desensizdi. (En azından çiçekli değil, diye iç geçirdi.) Lizzie bir kez daha bağırınca Tom kol saatini taktı, aynaya bir kez daha bakıp yüzünü buruşturdu. Hayır, dedi Tom kendi kendine. En yakın arkadaşlarının düğünü olsa bile bu kılıkta asla gezemezdi. Aceleyle saçlarını dağıttı, kravatını gevşetti ve gömleğini pantolonun içinden çıkarttı. Üstündeki ağır ceketi de çıkarttıktan sonra biraz daha spor görünüyordu. Şimdi,
    aynadaki görüntüsüne bakarak gülümsedi, kesinlikle daha iyi olmuştu.

    "Tom, son kez söylüyorum!"

    "Tamam, geldim!"

    Hemen giydiği siyah takım-elbise-ayakkabıları'nı çıkarıp, en sevdiği Prada beyaz spor ayakkabılarını giydi. Lizzie sinir krizi geçirmek üzereyken bir kez daha aynanın karşısına koşan Tom, karşısında gömlek, siyah pantolon, kravat ve spor ayakkabı giymiş dağınık saçlı bir şekil gördü. Tamamdır, diye kendine göz kırptıktan sonra hemen odadan çıkıp son hızla merdivenlerden indi. Merdivenlerin başında Lizzie, kızgın bir yüzle ona bakıyordu. Tom, Lizzie'nin yüzündeki kızgın-patron ifadesinin, onu bu kadar beklettiği için mi, yoksa giydiği şeyler için mi olduğunu anlayamadı. Ama tek bildiği şey, Lizzie'nin mükemmel göründüğüydü.

    "Veela'ları bile kıskandırabilecek kadar güzel görünüyorsun, kanka," dedi Tom. Küçükken 'kanka' lafını hiç sevmezdi. Hatta gruplarındaki en ciddi insan oydu bile denebilir. Ama, Tom'un büyümesinde bir sorun olduğu kesindi. Büyüdükçe daha da yaramaz ve çocuk ruhlu oluyordu. Gerçi Lizzie de öyleydi, ama şu an suratındaki ifade onu, yaramaz çocukları döverek cezalandıran mazoşist annelere daha çok benzetiyordu.

    Tom, "Biraz rahat ol," diyerek göz kırptı.

    *

    Yarım saat sonra Lizzie ve Tom, büyüdükleri okulun, dünyadaki en sevdikleri binanın içindeydiler. Tom, buranın büyülü atmosferini, ürkütücü sessizliğini ve görkemini özlemişti. Hayatında ilk defa kendisini burada evinde hissetmişti. Bu yüzden bu şatonun kokusu ona hep evini anımsatıyordu. Tom, görkemli Balo Salonu'na girdiği anda, kendini tekrar birinci sınıfta gibi hissetti. Kocaman Balo Salonu, yüzlerce mumun aydınlattığı ışığın altında yüzlerce masa ve sandalyelerin dizilmesiyle tekrar dizayn edilmişti. Giriştekileri karşılayan, altın halat deseniyle süslenmiş uzun kırmızı halının diğer ucu, salonun en ilerisindeki sahne platformundaydı. Tom ve Lizzie, hemen sahneye en yakın masalardan birini sahiplendiler. (Tom, süs havuzuna en yakın olan sandalyeyi seçti.) Ev cinlerinin servis ettiği atıştırmalıkları yerken, salona Stanley'nin girdiğini gördü. Hemen sandalyesinden kalkıp günün-adamı'nın yanına koştu.

    "Hey, dünyadaki son gününü iyi geçiriyor musun dostum?" diye takıldı. Stanley'nin onun kıyafet kombinasyonuna ne tepki vereceğini çok merak ediyordu.
    Stanley Alejandro Andié
    Stanley Alejandro Andié
    Bakanlık Çalışanı


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 49
    Yaş : 31
    Taraf : Tarafsız. İlgilenmiyor. Ya da gizliyor.
    Rp Partneri : Elisha Stéfania Andié (Soyadı Legolas olcak. Evleniyos da)
    Patronus : Yok
    Kan Saflığı : Safkan
    Lakap : Ozi
    Soyunuz : Legolas
    Ruh Hali : Elisha ve Alejandro / Düğün Asik10
    Tanınmışlık : 0

    Elisha ve Alejandro / Düğün Empty Geri: Elisha ve Alejandro / Düğün

    Mesaj tarafından Stanley Alejandro Andié Cuma Ağus. 28, 2009 1:14 pm

    Stanley eli ayağı birbirine dolanmış bir şekilde hareket ediyordu. Evde kimsecikler yoktu ve sesi yankı yapıyordu. Ahşap zemin kundura ayakkabıları ile yeri teptikçe "küt, küt" sesler çıkartıyordu. Yatak odasında bulunan geniş lavaboya girdi ve hazırlığa başladı. Aynaya baktı ve kendine gülümsedi, spor kıyafetlerden ne kadar farklıydı. Sürekli spor giyen Stanley şimdi kendini garipsiyordu. Kendini yadırgıyordu belki de aynada kendine sürekli tebessümler atıyordu sürekli kararını değiştirip duruyordu. Takım elbisesi sanki ayrı ayrıymış gibi bir yeri beğenip diğer bir yerini beğenmiyordu. Beyaz gömleğin üstüne beyaz bir yelek giymişti, damatlıkta bulunduğu gibi. Sonra üzerine siyah ve dar bel bir ceket geçirmişti, en azından bu bir nebze spor gözükmesine neden oluyordu. İnce ve parlak olan siyah kravatı en beğendiği noktaydı, ama sade salık beyaz bir gömleğin üzerine o kravatın daha iyi gideceğine bahse girerdi. Tarağı eline aldı ve saçını taramaya başladı nasıl yapacağını bilmiyordu, eskisi gibi saçına değişik modeller veremezdi, fakat muggleların tabiri ile 'inek yalamış'a da çeviremezdi. En iyisi dağınık ve normal bırakmaktı.

    "Kahretsin"

    Kolunun bir kısmı ıslanmıştı ama önemli değildi pek görünmüyordu zaten, yakardığı şey heyecandan ateş gibi olması ve bunun üzerine bir su gelmesiydi. İnsanı titretiyordu. Tarağı, lavabonun bir köşesine bıraktı ve aynada kendine bakmaya devam etti. Henüz daha vardı zaten bu yüzden vakit geçirmeye bakıyordu. Evet, daha zaman vardı ama heyecandan zar zor uyuyan ve sabah erkenden kalkıp hazırlık yapan biri için vakit nasıl geçirilebilirdi ki? İşte böyle aynaya bakarak. Elisha ile birlikte gitmiyorlardı, bir nevi adetti Gelin'i horona giden yoldan geçene kadar görmemeliydi bu yüzden bu gece ayrı yerlerde kalmışlardı. Normalde evli olmamalarına rağmen birlikte kalıyorlardı. Evet, bu gün onun düğünüydü, büyüdüğünü ve gerçekten bir yetişkin olduğunun bir kez daha farkına vardı. Aynaya baktı ve bir kahkaha koyuverdi, Tom nasıl giyecekti böyle bir takım elbiseyi. Onu görmek için sabırsızlanıyordu. Tom asla takım elbise giymeyi sevmezdi ciddi olmayı sevmezdi ki bu özelliği okul kapandıktan sonra ortaya çıktı. Hatırlıyordu da okuldalarken ne kadar çok eğleniyorlardı. Stanley, Tom, Lizzié ve Elisha onları okulda kimse ayıramazdı ve karşılarında kimse duramazdı bu dostluk bağları o zaman ki gibi şimdide geçerliydi. Tek bir farkla şimdi hepsi yetişkin olmuştu.

    Tom o zaman arkadaş grubunun en ciddisi en uysalı ve en sakiniydi. Asla kendi yaşıtları gibi eğlenceyi pek düşünmezdi ve soğukkanlıydı. En azından diğer insanlara karşı öyleydi, binasının verdiği bir şeydi bu o bir Ravenclaw'du bu normal gibiydi fakat Stanley'de bir Ravenclaw'du o herkes gibiydi, tabii Tom yokken. Tom'un yanındayken Stanley'de onun gibi oluyor sus pus oluyordu. Açıkçası birbirlerini tamamlıyorlardı ama Stanley her zaman eğlenceliydi esprilerini eksik etmezdi. Şimdi ise Tom o zaman ki içindeki çocukluğu, hapsettiği çocuğu ve bu zamana kadar tuttuğu çocuğu serbest bırakmıştı. Normalinden daha aktifti şimdi. Evet, Tom'u görmek için sabırsızlanıyordu acaba bu elbiseye o da dayanabilecek miydi?

    "Haydi bakalım, başlıyoruz."

    Dedi. Arkasını döndü ve lavabodan çıktı yatağının yanında duran ahşap komidine yöneldi. Ahşap komidinin yataktan tarafa kenarı ile paralel olan asayı kaptığı gibi elbisesinin içine koydu. Yerleştirdiğinden emin olduktan sonra odanın kapısını sert bir şekilde şekti ve çıktı. Evin merdivenlerinden aşağıya inerken ayakları titriyordu sanki gidemeyecekti. Nasıl olacaktı anlamıyordu, bilmiyordu. O kadar heyecanlıydı ki, korkuyor muydu belli değildi. Bir insanın korktuğu zaman yüreği ağzına gelirdi ama şimdi Stanley'de bu şey oluyordu. Yüreği ağzına geliyordu. içinde kelebekler uçuşuyor ama çıkacak yol bulamıyordu sanki belki de ruhu bedenine dar gelmeye başlamıştı. Gerçekten ilginç ve karmaşık duygular içerisinde merdivenlerden indi ve salona yöneldi. Asasını soktuğu yerden çıkardı ve salladı.

    ***

    Hogwarts'a ışınlanmıştı. Ayakları bir an yerden kesilmişti bütün herşey biribirne geçmişti ve karanlık olmuştu. Sonra yine renkler karışıyordu, ve ayağının altına Hogwarts'ın koridor zemini yerleşti. Hogwarts'ın kırmızı halısına basıyordu. Derin bir nefes çekti ciğerlerine, Hogwarts'ın macera ve misk kokan kokusunu ciğerlerine doldurdu. Hızla yürümeye başlamıştı direk ortalık yere ışınlanmamıştı oratama ısına ısına ilerlemek istiyordu. Hızlı hızlı yürümeye devam etti, ayakları yere vurduğunda koridorda yankılanıyordu. Ama Hogwarts'taki yankılanmayı bile özlemişti, ve buradaki yankı gerçekten çok hoştu. Bir süre sonra Balo Salonuna ulaşmıştı, kırmızı halı orkestra sahnesine kadar ilerliyordu. İçeri girdi bir çok ev cini hazırlık yapıyordu ordan oraya gidiyorlardı hızlı hızlı. Her biri diz kapağına geliyordu cinlerin, ellerinde tepsiler ve küçücük papyonlu garson elbiseleri gerçekten hoştu. İlerden Tom hızlı adımlarla Stanley'e doğru geliyordu, tahmin etmişti ama şaşkınlığını esirgemedi. Ceket giymemişti, beyaz gömleği salınmıştı, dışarıdaydı. Siyah kravatı beyaz gömleğinin üzerine güzel gitmişti. Spor ayakkabılar ise yakışmıştı.

    "Hey, dünyadaki son gününü iyi geçiriyor musun dostum?"

    "Emin ol çok güzel geçiriyorum"

    dedi ve Tom'a sıkı sıkı sarıldı o kadar sıkı sarıldı ki onu ne kadar çok sevdiğini gösteriyordu. "Açıkçası böyle giyeceğini tahmin etmiştim kanka, ama emin ol sana bu yakışıyor" dedi. Elini beline attı Tom'un ve güldü. Lizzié'nin bulunduğu masaya ilerlediler. "Hey, naber fıstık!" dedi. Lizzié'ye göz kırparak.
    Adelaidé Darchélle Marque
    Adelaidé Darchélle Marque
    Bakanlık Bölüm Başkanı


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 898
    Yaş : 34
    Taraf : İnsanlık
    Rp Partneri : Aşk beni bulabilir, ama çok zor.
    Patronus : Kuğu
    Kan Saflığı : Safkan
    Lakap : Adél
    Addé
    Soyunuz : Safkan
    Ruh Hali : Elisha ve Alejandro / Düğün Keyifl10
    Tanınmışlık : 5

    Elisha ve Alejandro / Düğün Empty Geri: Elisha ve Alejandro / Düğün

    Mesaj tarafından Adelaidé Darchélle Marque Cuma Ağus. 28, 2009 1:18 pm

    İçeri giren bir grup dikkatimi çekmeyi başardı. Evet, biri damattı; Alejandro. Diğeri ise Elisha'nın ikiziydi. Ona çok benziyordu. İçimi çektim. İkizi olduğu için ona benzemesi doğal. Çok garip cümleler kuruyorum bu aralar. Yoksa deliriyor muyum? Ah, bir saniye. Bir kişi daha giriyor içeri. Nedenini bilmiyorum ama bir anda bütün düşüncelerim ona odaklandı. Dağınık saçları, yemyeşil gözleri - ki galiba beni büyüleyen de bu gözlerdi -... Acayip şekilde duran smokini ve spor ayakkabıları onu sempatik yapıyordu. Kravatı gevşekti. İlk başta hoş bir etki oluşturuyordu; evet. Damatla konuşmaya başladı. İngilizceyi zor anlıyorum. Peki ne diyor bu çocuk? " Hey, dünyadaki son günün iyi geçiyor mu dostum? " Evet. Az buçuk anladım. Elimi kalbime koydum. Çok hızlı atıyordu. Bu sabah neler düşündüğümü hatırladım. * Hiç gerçek aşkı yaşamadım. Görmedim, hissetmedim. Benim aşklarım yalandı. * Yanlarına gitmeye karar verdim. * Cesur ol Adelaidé. * Fransızca konuşmak mecburiyetinde kalmıştım. " Hé. "

    -
    Hé - Selam
    Tom Welling
    Tom Welling
    Ravenclaw 4. Sınıf Öğrencisi


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 4794
    Yaş : 30
    Taraf : Yoldaşlık
    Rp Partneri : Rapunzél
    Patronus : Hipogrif
    Yetenek : Animagus
    Kan Saflığı : Melez
    Lakap : Clark Kent ~ Superman
    Soyunuz : YoK
    Ruh Hali : Elisha ve Alejandro / Düğün Yogun10
    Tanınmışlık : 72

    Elisha ve Alejandro / Düğün Empty Geri: Elisha ve Alejandro / Düğün

    Mesaj tarafından Tom Welling Cuma Ağus. 28, 2009 1:50 pm

    Stanley'nin kendisine sarılmasıyla kahkaha atan Tom, onu tuttuğu gibi kendi oturdukları masaya götürdü. Stanley'nin, Lizzie'ye, "Naber fıstık?" dediğini duydu, ama o sırada başka bir yöne bakıyordu. Salon'dan içeri giren sarışın bir kız, gözlerini Tom'un gözlerine kenetlemiş bir şekilde onlara doğru yürüyordu. Stanley ve Lizzie sohbete daldıkları için bunu farketmemişlerdi. Kız, hala Tom'a bakarak yürümeye devam ediyordu. Sonunda onların masasına ulaştı.

    "Hé," dedi kız. Tom, kaşlarını kaldırdı. Hogwarts'a seçilmeden önce gittiği devlet okulunda öğrendiği kadaryla hé, Fransızca'da selam verirken kullanılan sözcüktü. Tom, Fransızca'da sadece beşe kadar saymayı bildiği için İngilizce'ye sadık kalmaya karar verdi.

    "Hey," dedi gülümseyerek. Bu kelime de söyleniş bakımından Hé'ye benziyordu. Kızın anlayacağını umdu. Sonra elindeki yiyecekleri masaya bıraktı, elini gömleğine sürterek temizledi, ve kıza gülümseyerek elini uzattı.

    "Ben Tom, dilimizi konuşabiliyor musun?" diye sordu. Asıl komik olan şey ise, kelimeleri yüksek sesle ve yavaş yavaş söylemişti. Kızın sağır olmadığını, sadece ana dilinin Fransızca olduğunu kendine hatırlatarak kızardı.
    Stanley Alejandro Andié
    Stanley Alejandro Andié
    Bakanlık Çalışanı


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 49
    Yaş : 31
    Taraf : Tarafsız. İlgilenmiyor. Ya da gizliyor.
    Rp Partneri : Elisha Stéfania Andié (Soyadı Legolas olcak. Evleniyos da)
    Patronus : Yok
    Kan Saflığı : Safkan
    Lakap : Ozi
    Soyunuz : Legolas
    Ruh Hali : Elisha ve Alejandro / Düğün Asik10
    Tanınmışlık : 0

    Elisha ve Alejandro / Düğün Empty Geri: Elisha ve Alejandro / Düğün

    Mesaj tarafından Stanley Alejandro Andié Cuma Ağus. 28, 2009 1:52 pm

    Masada beyaz beyaz örtü işlenmiş sandalyelerden birine oturdu şimdilik. İlerde Salonun sağına doğru, orkestranın bitişiğinde yüksek bir mevkide iki adet taht bulunuyordu başlıkları uzundu ve gerçekten çok güzeldi mavimsi bir gri ile boyanmışlardı. İkisi yan yanaydı ve önünde havada asılı duran cam bir masa vardı masa denilebilir miydi bilmiyordu çünkü ne için kullanılacağından emin değildi. Ama masa olacağı belliydi üzerinde güzel ince ve küçük bir vazonun içinde çiçekler vardı. İki tane kadeh duruyordu masada altın mıydı bilmiyordu fakat benziyordu, altın şeritlerle süslenmiş güzel iki kadeh.

    "Hé" Ah bu da kimdi kafasını çevirdi. Tom'a gözlerini kenetlemiş ve başka kimseyi görmeyen sarışın bir kız. Bakanlıkta görmüştü onu o bakanlıkta çalışıyordu fakat rütbesini tam oalrak bilmiyordu. Dillerini bilmiyordu bariz belliydi fakat tanışmaya niyeti vardı. Dillerini bilmeden gelipte selam verdiğine göre. İspanyol olmasına rağmen Stanley, orada yabancı dil olarak İngilizce ve Fransızca konuşuluyordu. Hatta Stanley'nin oturduğu yer Fransız mahallesinin yanı olduğu için az biraz Fransızca biliyordu.

    Tom ayaktaydı ve kızın önündeydi. Elindekileri masaya bıraktıktan sonra aceleci ve tanışmak zorundaymış gibi elini gömleğine sürdü, temizledikten sonra elini uzattı ve "Hey" dedi. Neydi bu Hey dedikten sonra el uzatılmazdı. Devreye girmek istedi ayağa kalktı güzel bir tebessüm yerleştirdi. "Bonjour. Bienvenue. Je Stanley. Ceci est mon ami Tom"* dedi.

    * Merhaba, Hoşgeldin. Ben Stanley. Bu da arkadaşım Tom
    Tom Welling
    Tom Welling
    Ravenclaw 4. Sınıf Öğrencisi


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 4794
    Yaş : 30
    Taraf : Yoldaşlık
    Rp Partneri : Rapunzél
    Patronus : Hipogrif
    Yetenek : Animagus
    Kan Saflığı : Melez
    Lakap : Clark Kent ~ Superman
    Soyunuz : YoK
    Ruh Hali : Elisha ve Alejandro / Düğün Yogun10
    Tanınmışlık : 72

    Elisha ve Alejandro / Düğün Empty Geri: Elisha ve Alejandro / Düğün

    Mesaj tarafından Tom Welling Cuma Ağus. 28, 2009 2:57 pm

    Stanley, muhtemelen Fransızca olan bir şeyler konuşmaya başladı. Tom, kimse bakmazken gözlerini devirdi. Kıza bakarak, alaycı bir tavırla, "Arkadaşımın kusuruna bakma. Kendisi hayattaki son günü olduğu için biraz gergin. Eminim sen de dilimizi biliyorsundur." diyerek, masadaki beyaz şarap kadehlerinden birini aldı. Sonra da Stanley'e döndü.

    "Jaou' leai bon stupido!" dedi, yüzünde ciddi bir ifade vardı. Stanley, anlamadığını belirterek kaşlarını çatarken, Tom, "Bu da Tomca'da, 'Hayatının son gününü dolu dolu yaşa, aptal!' demek." diye açıkladı. Tom, Elisha ve Stanley'nin evlenerek aptallık yaptıklarını her zaman belirtmişti, ama aslında içten içe evlenmelerine çok seviniyordu. Onları, Romeo ve Juliet gibi ayrılmaz bir ikili olarak benimsemişti. Dalgınca beyaz şarabından yudumlayan Tom, ister istemez son on yılda hayatında bir çok şeyin değiştiğini farketti. Eskiden böyle espriler yapmazdı, bunun çocukça olduğunu düşünüp muhtemelen bir kitap okur ya da somurturdu. Bu on yıl içinde onu neyin böyle değiştirdiğini bilemiyordu, eski Tom'u özlese de yeni Tom daha çok hoşuna gidiyordu. Ve daha - "cool" du.

    Beyaz şarabından bir yudum daha alan Tom gülümseyerek, "Stanley, Lizzie ile size bir sürprizimiz var." dedi. Lizzie hevesle başını salladı. "Bir bakıma düğün hediyesi. Ama ne olduğunu söylemeyeceğim," diye ekledi. Stanley'nin bütün gün meraktan çatlamasını istiyordu. En azından bu sayede komik bir gün geçirebilirdi. Düğünleri sıkıcı bulduğunu herkes bilirdi. (Sınırsız alkol serbestliği dışında...) Çünkü düğünlerde hep aynı şey olurdu. Bir sürü resmi görünümlü insan, saçma sözler söyleyen bir nikah memuru ya da rahip, yeminlerini eden çiftler, saatlerce konuşan sağdıç... - Bir dakika. Sağdıç Tom'du. "Aman tanrım!" diye bağırdı içten içe. Sağdıç olarak herkese karşı bir konuşma yapması gerekiyordu, ve hiç konuşma hazırlamamıştı. Bu, günlerdir neden bir şeyleri unutmuş gibi hissettiğini açıklıyordu. Daha kötü olan şey ise, Elisha'nın sağdıç konuşmasını unutmasına vereceği tepkiydi. Gelinlerin düğünden önce stres yaptığını herkes bilirdi, bu, klasik "benim-düğünüm-mükemmel-olmalı" sendromuydu. Ama eğer Elisha'nın rüyalarının düğünü Tom'un sakarlığı ve unutkanlığı yüzünden bozulursa, Elisha onun kemiklerinden yahni yapardı. Tom, bir konuşma bulmak zorundaydı. Doğaçlama konuşma konusunda iyi olmadığını herkes bilirdi, bu yüzden doğaçlama yapmayı seçeneklerinin arasına bile katmamıştı. Onu son çare olarak düşünüyordu. Şimdilik, gergin olmaktan vazgeçip rahatlamaya, ve herşey normalmiş gibi davranmaya karar verdi. O sırada yanlarından bir tepsi kanepeyle geçen bir ev cini, (cin bile takım elbise giymişti.) etraftaki insanlara gülümseyerek yiyecek dağıtıyordu.

    "Bakın, kanepe!" diye bağırdı. Çevresindeki herkesi yerinden sıçrayarak şaşkınlıkla ona bakarken Tom kızararak, "Kanepelerden tattınız mı? Çok lezizdirler." dedi ve ağzına birkaç tane kanepe attı. Onun garip davranışını bir tek Lizzie anlamış gibi görünüyordu. Stanley yeni gelen konukları ağırlarken Tom ve Lizzie birbirlerine anlamlı anlamlı bakmaya başladılar. (Fransız kız sessiz bir şekilde olanları izliyordu.) Lizzie, 'Sorun ne?' dercesine kafasını oynattı. Tom, Lizzie'ye, yanına gelmesini işaret etti. Stanley'e çaktırmadan kalkıp Tom'un yanına gelen Lizzie, "Ne var?" diye fısıldadı. Tom, parmağıyla dekorasyonu gösterirmiş gibi yaparak, ve yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirerek, "Sağdıç konuşmasını unuttum," dedi. Lizzie de gülümseyerek havuzu gösterdi. "Kahretsin! Sana inanamıyorum..." Bunun üzerine Tom, sahte bir kahkaha atarak kanepeleri ve tavandaki dekorasyonu göstermeye başladı. "Lanet okuyacağına yardım et..."

    Tam o sırada gürültülü salon birden sessizleşti. Balo Salonu'na bir masal prensesi girmişti sanki. Kırmızı halının üzerinde yürüyen Elisha, bembeyaz gelinliğiyle etrafına ışık saçarak yürüyordu. Yüzünde hafif sayılmayacak ve kışkırtıcı bir makyaj vardı, sapsarı saçları sanki dünyanın en pahalı kuaförlerinde yapılmış gibi görünüyordu. Gelinliğine ise diyecek laf yoktu. (Muhtemelen Vera Wang'den alınmıştı...) Tom, gülümseyerek gözlerini Elisha'dan alıp Stanley'e çevirdi. Yüzünde kuşkusuz bir hayranlık ifadesiyle gelecekteki karısına bakıyordu. (Eğer Elisha vazgeçip düğünden kaçmazsa.) Tom, yeniden onların birbirine çok yakıştığını düşündü, ve içinden onlara bir ömür boyu mutluluk diledi. (Her ne kadar konuşmayı unuttuğu için Elisha onu öldürecek olsa da...)

    Spoiler:
    Stanley Alejandro Andié
    Stanley Alejandro Andié
    Bakanlık Çalışanı


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 49
    Yaş : 31
    Taraf : Tarafsız. İlgilenmiyor. Ya da gizliyor.
    Rp Partneri : Elisha Stéfania Andié (Soyadı Legolas olcak. Evleniyos da)
    Patronus : Yok
    Kan Saflığı : Safkan
    Lakap : Ozi
    Soyunuz : Legolas
    Ruh Hali : Elisha ve Alejandro / Düğün Asik10
    Tanınmışlık : 0

    Elisha ve Alejandro / Düğün Empty Geri: Elisha ve Alejandro / Düğün

    Mesaj tarafından Stanley Alejandro Andié C.tesi Ağus. 29, 2009 8:20 am

    Ortalık oldukça iyi gözüküyordu. Pek bir sorun yoktu herkes kendi işleyişinde devam ediyordu, zaten ufak tefek gözükmeyen sorunlarada ev cinleri anında müdahale ediyordu. Masalar oldukça güzeldi, bir çoğu küçük ve ayakta kalmak isteyenler için masalardı. Orkestranın sahnesine doğru bir baktı gerçekten çok fazla müzik aleti vardı hepsi kullanılacaktı fakat Stanley fon müziği de istiyordu. Muggle şarkıları çok hoşuna giderdi ve onları dinlemeyi istiyordu. Sonra Tom ani bir şekilde, "Bakın, kanepe!" deyiverdi birden herkes ona bakmıştı aniden. Gerçekten artık çocukluğuna dönmüştü, içindeki o çocuğu tekrar hapsetmeliydi.

    Orkestranın şefi sahneye doğru yolalmıştı bile. Onu biliyordu fakat hala ismini öğrenememişti, ufak boyluydu bir ev cini kadar ve bir frank giymişti. Kuyruklu bir takım elbise, Tom'a baktı ve o frankın içinde görmeyi hayal etti ve kıkırdadı. Neler oluyordu, Lizzié ile salonun dekorasyonunu konuşuyor olmalıydılar. Fakat neden sessiz ve kulaktan kulağa, Tom elleriyle bir orkestrayı sonra tavanı ve sonra farklı farklı yerleri gösterip bir şeyler söylüyordu. Lizzié'nin suratında biraz sinir vardı hoşuna gitmemiş miydi? Sonra tam o anda salonda ki Quiditch maçlarını andıran gürültü sona ermişti. Herkes giriş kapısına kafasını çevirmiş hayranlıkla bakıyordu. Stanley'de öyle. Bir melek gibi olmuştu gerçekten bir melek gibiydi, beyaz açık tenine bembeyaz geniş olmayan bir gelinlik vardı. Sarı saçları muggleların kuaförlerine yaptırılmıştı ki gerçekten onların elleri maharetliydi. Ağzı açık bir şekilde bakarken titredi ve sonra elinde ki kadehi masaya bakmadan bıraktı ve Tom'un yanıan ilerledi. "Bu bir melek mi dostum?" dedi ve horana giden yolun tam tersine ilerlemeye başladı. Sonra Elisha'nın yanına vardı ve eğilip elini aldı ve öpüverdi. Sonra da yanına geçip masaya doğru ilerlemeye başladı, "Beni çıldırtmak için mi yapıyorsun bunu?" dedi ve bir kez daha aşkını ifade etti.
    Elisha Stefenia Andie
    Elisha Stefenia Andie
    Dükkan Sahibi


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1687
    Yaş : 27
    Taraf : Nötr
    Rp Partneri : Stanley Alejandro Légolas [ Evleniyoruuuz x3]
    Patronus : Karadul
    Yetenek : Etkilemek :T
    Kan Saflığı : Melezdi.
    Lakap : Ellof xD
    Soyunuz : Andieydi fakat değişiyır:D
    Ruh Hali : Elisha ve Alejandro / Düğün Hasta10
    Tanınmışlık : 20

    Elisha ve Alejandro / Düğün Empty Geri: Elisha ve Alejandro / Düğün

    Mesaj tarafından Elisha Stefenia Andie C.tesi Ağus. 29, 2009 1:20 pm

    ‘’Güzel bir düğün olmalıydı’’





    Güzel bir düğün olmalıydı. En azından Elisha için. Anıları güzel olmalıydı. Hatırlanmaya değer olmalıydı. Beyaz yatakta oturuyordu.Kafasını birden yukarı kaldırdı. Neredeydi yanında anne ve babası? Gelmeyecekler miydi? Tabii ki gelmeyeceklerdi. Diğer taraftan buraya gelmek imkansız olsa gerekti. Fakat bu gün onların yanında olmayı ne kadar çok isterdi. Babasına hep söylerdi. ‘’Ben evlenmeyeceğim. Ben sizin yanınızda kalacağım. Sadece sizin!!’’ diyen Elisha nerelerdeydi şimdi? Ne değişmişti ki? Sadece onların gitmesi mi değiştirdi tüm olayları. Belki şu anda çok sevdikleri kızının düğününü izliyorlardı. Kim bilir belki kızlarıyla gurur duyuyorlardı. İçini en çok cız edende her gelin gibi babasının kolunda salona girmek isterdi. Babasının alnını öperek iftiharla onu damada vermesini isterdi. Nasip değildi. Beklide en iyisi onların ölmesiydi. Ama neden ki? Neden ölmeleri iyi olsun? ‘’Of Elisha kendine gel bugün mutlu günün!’’ beyaz yatağın üstünden kalkıp balkona yöneldi. Balkona çıktıktan sonra biraz nefes aldı. Güzel bir gün olduğu söylenemezdi.Kasvetli havaydı. Ama Elisha’nın en mutlu olması gereken gün bugündü. Mutluydu zaten. Stanley ile zaten evli gibilerdi. Sadece işe resmiyet girecekti. Misafirler dolmuş belki taşmışlardı bile. Fakat Elisha hala hazır değildi. Kendi başına hazır olmak da istemiyordu zaten. Yanında birilerini istiyordu Elisha artık giyinip süslenme zamanı geldiğini hatırladı ve tekrar bir nefes alarak odaya yöneldi. İlk önce ona yardım eden ev cininin sayesinde gelinliğini giydi. Aslında gelinliği annenin elinden giyersin fakat Elisha’nın böyle bir şansı bile yoktu. Bunu hatırladı ve yine içi cız etti. Bugün ağlamaması gerekiyordu işte. Gelinlik ona müthiş bir şekilde uyum sağlamıştı. Zaten denemelerdede bu belliydi. Vücudunu seviyordu. Onla sağlıklıca yaşıyordu zaten. Aynaya baktı ve gülümsedi. ‘Makyaj zamanı!’’ diye yineledi. Yine bir ev cini ona yardım etti ve biraz ağır olsada gelinliğine yakışır bir makyaj oldu. Gelinliği desenler içeriyordu. Eski zamanlardan kalma gelinlikler gibiydi. Zaten sırf onun için istemişti ya bu gelinliği. Ona ‘annesinin giydiği gelinliği’ anımsatıyordu. Saçları makyajı gelinliği ayakkabısıyla mükemmel bir gelin olmuştu. Eminim görenler bayılacaklardı ona.Yine derin düşüncelere daldı. ‘’Ahh baba ahh anne neden bıraktınız ki bizi? Lizzie'yle’' Sürekli babasından söz ediyordu. Çünkü annesini tanıma fırsatı bile bulamamıştı. Lizzie ve Elisha doğarken anneleri ölmüştü. En çok ta acı veren hiç tanıyamamış olmamalarıydı ya. Yine babalarını görmüşlerdi. Zaten onların aşkı efsane aşktı.Kasabada herkes o aşıklardan söz edermiş. Babasının deyimiyle. Anneleri adeta ‘kanatsız melek’imiş. Herkese iyilik yapar. Herkes için koştururmuş. Bu yüzden kasabada çok sevilirlermiş. Jacuanette & John Jack aşıklarıymış onlar. Sahil kasabasında oturuyormuşlar küçükken.Fakat bir süre sonra babalarıda ölünce onlar bir anneanneleri bir babaanneleri bir teyzeleri sürekli değişik yerlerde kalıyorlarmış. Zaten Elisha ve Lizzie küçüklükten beri ikizden çok can dostları gibi oldukları için kavga dertleride olmamış. Ömürleri boyunca bir kez bile kavga etmemişler. Birbirlerini tamamlıyorlarmış adeta. Zaten okulda Tom,Elisha,Lizzie ve Stanley olarak kafa arkadaşlarıymış. ‘Büyürken insanın arkadaşları değişir’ sözünün tam zıttına onlar birbirleriyle hiç kopmadan sıkı dost kalabilmişler. Tom tam bir uysaldı küçükken. Sessiz sakin bir çocukmuş. Stanley’de öyle fakat yeri geldiğinde esprisinide hiç eksik etmezdi. Hem güler hem ağlayan tiplerdi.Zaten Elisha ve Lizzie ailelerinin olmamasının burukluğu ve annelerini hiç görmemeleri nedeniyle. Biraz daha sessiz tiplerdi. Sadece 4 arkadaşla konuşurlardı. Tabii ki çevreleri vardı fakat öyle herkesle muhatap olan tipler değillerdi. Zamanla herkes çok değişti. Bir tek Stanley hala çocukluğundaki gibi. Tom ise sanki küçükken çıkaramadığı ruhunun çocukluğunu şimdi çıkarmıştı. Komik,espirili hatta ve hatta bazen alaycı bile olabiliyordu. Bu yakın arkadaşlardan bir süre sonra Elisha ve Stanley birbirlerinden etkilendiler ve sevgili olmaya başlamışlardı. Tom ise Rapuzél’le beraberdi. Mükemmel bir kızdı. Rapunzél ile çok iyi anlaşıyorlardı. Artık gitme vakti gelip çatmıştı. Yatağın üzerinde otururken etrafa göz gezdirmek için kafasını farklı yönlere çeviriyordu. Heycanı yoktu. Sanki aynı şeyi birkaç kez daha yaşamış gibiydi. Ayağa kalktı ve son bir kez gelinliğine baktı. Artık çıkma vakti gelmişti. Gülümsedi. ‘’Yorucu hemde çok yorucu bir gün olacak!’’ dedi ve yavaş adımlarla kapıya doğru yöneldi. İçeriden muggle müzikleri (en sevdiği müzikler) çalıyordu. Yine kendinden geçmişti sanki. Babasının yerini Tom en yakın arkadaşı doldurmaya çalışıyordu. Tom’un kolunda salona girmek çok güzel bir duyguydu. Tom yine olduğu gibi takım elbiseli gelmemişti. Zaten takım elbiseden hiç haz etmezdi. Saçları dağınık gömleği dışarıda. Yine de yakışıklıydı her zaman olduğu gibi. Onu görünce yüzü güldü Elisha’nın heyecanla koluna girdi.Tom’un yüzüne baktı ve ‘’Umarım güzel şeyler söylersin canım konuşmanda!’’ kafasını çevirip etrafa gülümsüyordu. Tom’dan ise ses soluk yoktu. Stanley’e doğru yavaş adımlarla yürüyorlardı. Stanley’in sesi duyuldu ‘’Bu bir melek mi dostum?’’ Elisha gülümsüyordu. Hemen Stanley’in koluna girdi ve Stanley bir öpücük kondurdu. Herkesin içinde olacak şey miydi? Böyle şeylerden haz etmiyordu doğrusu. Kaç senedir birlikteydiler bunu öğrenmiş olmalıydı. ‘’Sakin Elisha! Öpücekti tabii ki. ‘’ biraz heyecanlanmıştı sanki git gide heyecanı ‘’Beni çıldırtmak için mi yapıyorsun bunu? ‘’ Elisha Stanley’in yüzüne baktı ve gülümsedi. ‘’Bir şey yaptığım yok. Çıldırmak istiyorsun sanırım !’’ dedi gülümsedi. Etrafa güzel gözleriyle gülücükler saçıyordu…
    Adelaidé Darchélle Marque
    Adelaidé Darchélle Marque
    Bakanlık Bölüm Başkanı


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 898
    Yaş : 34
    Taraf : İnsanlık
    Rp Partneri : Aşk beni bulabilir, ama çok zor.
    Patronus : Kuğu
    Kan Saflığı : Safkan
    Lakap : Adél
    Addé
    Soyunuz : Safkan
    Ruh Hali : Elisha ve Alejandro / Düğün Keyifl10
    Tanınmışlık : 5

    Elisha ve Alejandro / Düğün Empty Geri: Elisha ve Alejandro / Düğün

    Mesaj tarafından Adelaidé Darchélle Marque C.tesi Ağus. 29, 2009 10:14 pm

    " Hey. Ben Tom, dilimizi konuşabiliyor musun? " Bu cümleyi kendi kafamda biraz tarttım. Ne diyordu? Dilimizi konuşabiliyor musun gibi bir şeyler diyordu. Bana uzattığı elini sıktım ve cevapladım. " Biraz. Tellafuzlarım kötü. " Bunu söylerken utanıyordum. Bu kadar İngiliz'in arasında tek Matmazel olmak bana biraz dokunuyordu. Bir an damat Alejandro kafasını bana doğru çevirdi. " Bonjour. Bienvenue. Je Stanley. Ceci est mon ami Tom. " Ah! Fransızca bilmesi iyiydi. Kalbimi kanat açmış bir kuşa dönüştüren çocuğun adını söylemişti. Tom... " Jaoui'Leai iyi Stupido! " Kaşlarımı çattım. Bu da neydi şimdi? Anlamamıştım. Neyse ki açıklama mükâfatında bulundu. " Bu da Tomca'da, ' Hayatının son gününü dolu dolu yaşa aptal! ' demek. " Elimde olmadan güldüm. Tom'la iyi anlaşabileceğimizi umuyordum, hatta bunu biliyordum. Bir süre yalnızca onu düşündüm. Daha yakından inceledim. Dışını ve içini taradım. Ta ki... " Bakın, kanepe! " diye bir çığlık koparıncaya kadar. Adeta yerimden sıçradım ve yüreğim ağzıma geldi. Tom sıradışıydı! Durumu kurtarmak içinse, " Kanepelerden tattınız mı? Çok lezizdirler. " deyip bir kaç tane yedi. Sonra yerine oturup bir süre sessizleştikten sonra Lizzie'yle bakıştılar. Tom bir havuzu, bir dekorasyonu işaret ediyor, bir yandan fısıldaşıyordu Lizzie'yle. Birden salon sessizleşti. Herkes bir yöne bakıyordu. Ben de kafamı çevirdim ve... Vay canına. Kırmızı halının üstünde yürürken saçlarının uçları hafifçe sallanıyordu. Üstüne oturan beyaz gelinlik ve müthiş makyajıyla Elisha, gerçekten de muhteşemdi. Gözleri bizim olduğumuz masaya kaydı. Etrafa ışıl ışıl gözlerle bakıyordu.


    En son Adelaidé Darchélle Marque tarafından Paz Ağus. 30, 2009 11:06 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
    Beatriz Ursulina Sourez
    Beatriz Ursulina Sourez
    Hogwarts Şifacısı


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 101
    Rp Partneri : William*Mi Salvador
    Patronus : Tilki.
    Yetenek : Şifa dağıtıyorum daha ne?
    Kan Saflığı : Safkan.
    Lakap : Lina
    Ruh Hali : Elisha ve Alejandro / Düğün Dusunc10
    Tanınmışlık : 3

    Elisha ve Alejandro / Düğün Empty Geri: Elisha ve Alejandro / Düğün

    Mesaj tarafından Beatriz Ursulina Sourez Paz Ağus. 30, 2009 8:05 am

    Yakaladığı boşlukları kafasını çalışma masasına koyup onar dakika uyuklayarak geçiren Lina, hastaların dinlenme saatinden yararlanıp rahatlatıcı bir duşun ardından yine gömülmüştü masasına. Uzun zamandır yatağında uyumuyordu en son William'ın kucağında rahat bir uyku çekmişti. Ah William... İç geçirdi birden uykulu cadı, ne zaman görebilecekti onu, bu yoğunlukta? Gözleri ağırlaşıp kapanmaya yüz tutmuşken başını yasladığı kolunun altındaki bir şey onu rahatsız etti, söylenerek kafasını kaldırdı ve gözlerini ovuşturarak masadaki parşömen parçasını okumaya koyuldu. Bir düğün daveti! "Biz evleniyoruz." Hafifçe gülümsedi kağıda bakarken, kuzenlerinin düğününe bile gitmemişken buna neden gidecekti? O düğünlerde ne yapılır, onu bile doğru dürüst bilmezdi. Bir rahip, ya da her neyse çıkar ve evet, sizi karı koca ilan ediyorum, derdi; sonra da çift evlenmiş olurdu. Aslında Fernando'nun düğününden sonra düğü lafını duymak dahi istemiyordu. Sonra birden ayağa kalktı, düğünün başlamasına bir saat kadar vardı, neyse ki düğün Hogwarts'ta, balo salonundaydı. Hogwarts'ın baş şifacısı olarak düğünde bulunması gerekliydi. Hem gelin, Elisha, ondan hoşlanmıştı. Odayı inleten bir kahkaha attı. Hiç biri oraya gitmesini sağlamazdı, şimdi uykusundan kalkıp hazırlanmasına ve çok uzun zamandan sonra bir düğüne gitmesine neden olan şey Williamdı. Bütün büyücü dünyası orada olacağına göre William da gelecekti. Son elli dakika. Hızla kendisine ayrılmış olan bölümden gece kıyafetlerini gözden geçirdi, muhtemelen cadılar düğünlerde siyah giymezdi, matem tutar gibi. Bu yüzden siyah elbiseleri asasıyla geri tıktı geldikleri yere. Kırmızı fazla mı iddialı olurdu? Evet, dikkat çekmek hoşuna giderdi; ancak düğünlerde bu hoş karşılanmayabilirdi. Sonra havada uçuşan elbiselerin arasından krem rengi olan çekti dikkatini. Onu alıp diğerlerini gönderdi. Bu elbise ona İspanya'da çalıştığı laboratuvarın şefi tarafından hediye edilmişti. Küçük krem rengi boncuklarla bezenmiş kumaş, tek omzundan başlayıp beline kadar sırtını açık bırakacak şekilde onu sarıyor, ardından dizlerinin üstüne serbestçe salınıyordu. Hem zarif hem etkileyici. Saçlarının doğal dalgalarından iki tanesini alıp arkasında yine aynı boncuklardan biriyle tutturmuş, gerisini serbest bırakmıştı. Çanta-ayakkabı kombinasyonunu da tamamladıktan sonra düğüne on dakika kala hastane kanadından ayrılmış, balo salonuna gitmek üzere koridora çıkmıştı bile. Topuklarının sesi binada yankılanırken bir ses duydu arkasından: "Size balo salonuna kadar eşlik edebilir miyim, bayan?" Lina, kendisine seslenen Slytherin çocuğa gülümseyerek elbette der gibi başını salladı. Her ne kadar bu kişinin William olmasını dilese de balo salonuna tek başına gitmediği için rahatlamıştı.

    Salona girdiklerinde çocuğa teşekkür edip girişin biraz ilerisindeki masalardan birine geçti. Gözleri bir radar gibi William'ı arıyordu. Ancak bu kalabalık... Her düğün böyle kalabalık mı oluyordu? William sandığı her büyücü yüzünü Lina'ya döndüğünde onu hayal kırıklığına uğratıyor, yüzünün düşmesine neden oluyordu. Masada bulunan kadehi ağzına götürüp tüm şarabı midesine yollamıştı. Neredeydi? Düğünleri sevmese bile Lina'nın Hogwarts'ta olduğunu düşünerek burada olmalıydı. Belki de işleri engel olmuştu buraya gelmesine. Umutsuzluğun tavan yaptığı anda gelin tüm güzelliğiyle dikkatleri üzerine toplamış bir şekilde kırmızı halıda eşine doğru yürümeye başladı. Gelinliklerin böyle güzel olabileceğini bilseydi şimdiye çoktan evlenirdi. Hoş, bu gelinlik bir başkasının üzerinde bu kadar güzel durmayabilirdi. Elisha'nın kusursuz makyajı ve saçları gelinliğiyle bütünleşmiş, onu duru bir güzelliğe boğmuştu. Elisha, Stanley'nin yanına gittiğinde Lina'nın gözleri yine salonda dolanmaya başladı; ancak yine William'ı göremedi. Çaresizce masasından bir kadehle ayrılıp arka taraftaki rahat koltuklara attı kendini. Muhtemelen düğünü burada, tek başına geçirecekti.
    William Alan Highlander
    William Alan Highlander
    Kofti


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 72
    Yaş : 44
    Taraf : Z.A.Y
    Rp Partneri : Beatriz Ursulina Sourez
    Patronus : Boğa
    Yetenek : ^^Zihinfendar^^
    Kan Saflığı : Safkan
    Ruh Hali : Elisha ve Alejandro / Düğün Eglenc10
    Tanınmışlık : 1

    Elisha ve Alejandro / Düğün Empty Geri: Elisha ve Alejandro / Düğün

    Mesaj tarafından William Alan Highlander Paz Ağus. 30, 2009 5:01 pm

    Şık odamın içine muggle köyüne bakan geniş penceremden yeni doğan güneşin ışığı dolduğunda bütün gece hiç kapanmamış gözlerimi tavandan alıp oda içerisinde gezdirmeye başladım. Bütün gece Beatriz'i düşünmüştüm. Onunla tekrar buluşmak için can atıyordum ve bugün onu görme ihtimalimin diğer günlere oranla epey yüksek olduğu için gerçekten heycanlıydım. Onunla karşlaştığım güzel günden bu sabaha kadar sadece iki gün geçmesi beni çok şaşırtıyordu sanki aylardır Beatriz'i görmemiştim. Ayağa kalktım hazırlanmalıydım. Bugün Bakanlık'ta uzaktan tanıdığım Stanley'nin düğünü vardı. Beatriz'in bir ihtimal düğüne gelebilecek olması benim düğüne hevesle gitmemi sağlıyordu. Bana ait banyoda soğuk suyun altına girip iyice kendime geldim. Beş dakika sonra kurulanmıştım ve dolabımdaki en şık takım elbisesiyi bulmak
    için yorgunluktan arınmış gözlerimi giysilerimin içinde gezdiriyordum. En sonunda siyah takım elbisemi ve bordo gömleğimi askısıyla aldım. Ütüleri bozulmasın diye dikkatlice giyip boy aynasının karşısına geçtim. Kravat takmaktan çok hoşlanmasam da böyle önemli bir günde takmazsam ayıp olurdu. Gömleğime en çok uyan sade kravatımı seçip , bağladım ve boynuma geçirip ayna karşısında düzelttim. Gayet şık olduğuma emin olduktan sonra eğilip çekmeceden bir çift koldüğmesi aldım. Onlarıda şık takımına taktıktan sonra asamı da alıp koşar adımlar ile odamdan çıktım. Ev halkı hala uykuda olamlıydı. Merdivenleri hızlı hızlı indim ve çıkış kapısına ulaşıp kendimi soğuk kır havasına atım. Giyinirken epey vakit harcamış olmalıydım vakit epey ilerlemişti. Hatta geç bile kalmış olabilirdim.Hızlı adımlar ile taş yolda ilerleyip demir kapıya geldim. Aile armamızdaki aslan benim karşısına geçmem ile tıngırtıyla ayaklarını hareket ettirip kilidi açtı. Kilidin açılmasıyla kapı büyük bir gıcırtıyla iki yana doğru açıldı bende hızlıadımlar ile kapıdan geçip cisimlenmek için durdum.Asamı çıkarıp kendi etrafımda dönerek alışılmış sıkışma duygusunun beni ele geçirmesine izin verdim.

    Gözlerimi açtığımda Hogwarts'ın görkemli kapısının önündeydim. Derin bir nefes aldım. Okuldan mezun olduğumdan beri ilk defa bir şölen için okula geliyordum. Hogwarts eski görkeminden hiç birşey kaybetmememişti. Aklına Gryfindor ortak salonunda geçirdiği güzel günler gelmişti. Hızlı adımlar ile Şato arazisini geçtim. Yasak orman tüm gizemiyle solumdaydı ve bir müddet gözümü oradan alamadım. Aklımda halen Beatriz olsada Hogwarts'ı tekrar karşımda görmek biraz olsun kendim gelmemi sağlamıştı. Mermer merdivenleri birer ikişer geçerek şatonun içine girdim tüm kapılar düğün için açık bırakılmıştı ve yere kırmızı halı serilmişti. "Keşke daha önceden akıl edip Beatriz'e benimle gelmesi için davet etseydim" Kendi kendime hayıflanarak beşinci kata kadar çıktım. İlerideki salondan kahkahalar duyuluyordu.Derin bir nefes alıp salona girdim. Gözlerim Beatriz'i arıyordu eğer onu bulamazsam gelin ve damatı tebrik edip hiç oyalanmadan düğünden ayrılırdım. Beatriz'i arayan gözlerim Salona yeni girmiş geline takıldı. Gelinliği gerçekten görkemliydi. Gelin ağır adımlar ile Stanley'nin yanına gitti. Birbirlerine gerçekten çok yakışmışlardı. Beatriz'i bulmak için tekrar gözlerimle salonu taramaya başladım. Artık umudumu kaybediyordum ki onu gördüm. Tüm güzelliğini yansıtan krem rengi bir elbise giymiş salonun sonundaki koltuklara oturmuştu. Hızlı adımlar ile yuvarlak masaların arsından zik zak çizerek geçtim. Seherbazlığın verdiği çeviklikle kendimi farkettirmeden Beatriz'e yaklaşmıştım. Onun oturduğu geniş koltuğun yanına geldim Beatriz henüz bni farketmemiş gözleriyle salonu tarıyordu. "Merhaba güzel bayan acaba yanınıza oturabilir miyim ?"
    Beatriz Ursulina Sourez
    Beatriz Ursulina Sourez
    Hogwarts Şifacısı


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 101
    Rp Partneri : William*Mi Salvador
    Patronus : Tilki.
    Yetenek : Şifa dağıtıyorum daha ne?
    Kan Saflığı : Safkan.
    Lakap : Lina
    Ruh Hali : Elisha ve Alejandro / Düğün Dusunc10
    Tanınmışlık : 3

    Elisha ve Alejandro / Düğün Empty Geri: Elisha ve Alejandro / Düğün

    Mesaj tarafından Beatriz Ursulina Sourez Paz Ağus. 30, 2009 8:22 pm

    Bir bacağını diğer bacağının üstüne atmış, beyaz koltuğa iyice yayılmıştı. Elindeki kadeh boşalmış yanından geçen bir ev cininden bir yenisini istemişti. William yanında olsa gülerdi onun bu haline. Daha iki gün önce zil zurna sarhoşluğun elinden kurtarılmıştı ve yine aynı yolda devam ediyordu. En azından şimdi çevresinde tüm iğrençliğiyle sırıtan saçı sakalına karışmış adamlar yerine öğrenciler vardı; ancak yine de bu gece içmenin iyi olacağını zannetmiyordu. Bir rezillik? Yeni gelmişken... Kendini kaybettiğinde yapacaklarından korktuğundan kadehi hemen yanındaki masaya bıraktı. Belki de birazdan evlenenleri tebrik edip hastane kanadına geri dönecekti. Gözlerinde ağırlığı hissettiğinde kalkmak için iyi bir vakit olduğunu düşündü. Son bir kez salona William'ı görmek umuduyla bakarken duyduğu sesle irkildi:"Merhaba güzel bayan acaba yanınıza oturabilir miyim ?" Genç şifacının gözlerindeki çöküntü gitmiş, ışıl ışıl parlamaya başlamıştı. "William! Gelmeyeceğini düşünmeye başlamıştım." Sesi istediğinden daha yüksek çıkmıştı. Ayağa kalkıp yakışıklı seherbaza sarıldı. Uzun zamandır görüşmemişler gibi geliyordu ona. Kollarından ayrılmak istemediği zaman sanki aylar öncesindeymiş gibi. Verdiği tepkinin aşırı olduğunu fark edince utanarak geri çekildi ve yeniden koltuğa oturdu. Eliyle hemen yanını göstererek "Sizin gibi birine daha doğrusu size yanımda her zaman yer vardır bayım." dedi ciddi olmaya çalışarak; ancak istese de ciddiyetini koruyamıyordu. Bu neşenin kaynağı neydi böyle? Kanatlanıp uçmak buna denilebilirdi. Bir süre sessiz kaldı, yalnızca yanında oturan adama baktı. Bir düğüne geldiği için ilk defa bu kadar mutluydu. Göz ucuyla az önce bıraktığı şarabın ortadan yok olduğunu gördü ve rahatladı. William'ın karşısına sarhoş çıkmadığı için sevinçliydi. Sessizlik bozulacak gibi olmadığından Lina Elisha ve Stanley'i göstererek konuşmaya başladı: "Elisha... Çok güzel olmuş değil mi? Gelinlerin bu kadar güzel olduğunu bilmezdim."
    Stanley Alejandro Andié
    Stanley Alejandro Andié
    Bakanlık Çalışanı


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 49
    Yaş : 31
    Taraf : Tarafsız. İlgilenmiyor. Ya da gizliyor.
    Rp Partneri : Elisha Stéfania Andié (Soyadı Legolas olcak. Evleniyos da)
    Patronus : Yok
    Kan Saflığı : Safkan
    Lakap : Ozi
    Soyunuz : Legolas
    Ruh Hali : Elisha ve Alejandro / Düğün Asik10
    Tanınmışlık : 0

    Elisha ve Alejandro / Düğün Empty Geri: Elisha ve Alejandro / Düğün

    Mesaj tarafından Stanley Alejandro Andié Ptsi Ağus. 31, 2009 7:51 am

    Odanın üstünde yağan kalar yere inmeden yok oluyorlardı. Mutluluktan ölecek gibi duran Stanley şimdi Elisha'yı koluna takmış horan yolunda ilerliyorlardı fakat resmi bir tören değildi. Gelin hanım sabredememiş olmasından düğüne erken gelmişti bu yüzden pek bir resmiyet olmayacak gibiydi, kurallara göre değil keyiflere göre devam edecekti düğün. Kırmızı halıyı teperken arkadan çok güzel bir fon müziği başlamıştı, biliyordu bu müziği fakat çıkaramıyordu. "Every night in my dreams I see you, I feel you" Ah, şimdi anlamıştı hangi şarkı olduğunu. Müziğinden anlamalıydı, nasıl fark etmediğini kendine soruyordu. O şarkıyla tüyleri diken diken olmuş koltukları kabarmış ve bedenine dar gelen ruhu adeta patlamıştı. Elisha'ya döndü ve yandan profiline baktı. Çok güzeldi gerçekten hayran kaldığı bir güzellikti. Ona adeta tapıyordu gerçekten onu seviyordu ve onun için her şeyi yapabilirdi fakat Elisha'da onun için her şeyi yapar mıydı? Stanley'e göre evet yapardı fakat iblisler salonda kötü düşüncelere yol açmaya başlamışlardı. Müzik devam ediyordu. Şarkı'nın müziği o kadar hoştu ki farklı hayaller kurduruyordu insana. Stanley, bir geminin üstünde hayal etti kendini; okyanusun tatlı ve sert rüzgarını delip geçerken aşağıda ki suyun şırıltısı. Ve aynı zamanda gökyüzünde uçuşan martıların çığlıkları.


    Sarı saçları parıl parıl parlıyordu. Nur dolu düneş gibi, güneşe bakılamadığı gibi onada bakılamıyordu. Çünkü hemen etkileniyordunuz. Aslında bir an aklına farklı şeyler geldi, Elisha çok güzeldi bu gün bütün salonda bir sürü kişi olacaktı. Bir çoğuda erkek. Stanley aşırı kıskanç ve korumacıydı bu bazen Elisha'yı ciddi şekilde rahatsız etsede biliyordu ki hoşuna gidiyordu. Zaten sevgileri daha güçlü bastırıyordu. "Love can touch us one time and last for a life time" bu kısma bayıldığını Tom bile biliyordu. kulak kesildi ve dinlemeye başladı fakat burada müzik dinlenemezdi. Ortalık sus pus olmuştu zaten masada pek hareket yoktu. Bir konu açmak istedi aklına gelenleri düşündü, düğün ile ilgili olmalıydı. Ama ne? Arıyordu ama yok sonra Tom'un suratına baktı ve 'hah!' dedi. "Hey Tom, konuşmanı merakla bekliyoruz. Umarım bol esprili olmuştur" dedi. Ve Gülümsedi.
    Adelaidé Darchélle Marque
    Adelaidé Darchélle Marque
    Bakanlık Bölüm Başkanı


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 898
    Yaş : 34
    Taraf : İnsanlık
    Rp Partneri : Aşk beni bulabilir, ama çok zor.
    Patronus : Kuğu
    Kan Saflığı : Safkan
    Lakap : Adél
    Addé
    Soyunuz : Safkan
    Ruh Hali : Elisha ve Alejandro / Düğün Keyifl10
    Tanınmışlık : 5

    Elisha ve Alejandro / Düğün Empty Geri: Elisha ve Alejandro / Düğün

    Mesaj tarafından Adelaidé Darchélle Marque Ptsi Ağus. 31, 2009 9:36 am

    Alejandro ve Elisha kol kola girmiş, yürüyorlardı. Mutlu olmalarını diledim içimden. Mutlu olun! Birden müzik çalmaya başladı. Çok güzel bir müzikti. Fakat bu müzik... -

    Samanlıkta oturan on bir yaşında küçük bir kız... Aç, midesi gurulduyor. O gün yalnızca bir kuru ekmek yemiş. Bitkin, kimsesiz, zalim halasının ellerinde. Esen güçlü poyraz samanlıktaki balyalardan ayrı duran saman yığınlarını dört bir yana uçuşturuyor. Kızın burnunu gıdıklayan bir saman çöpü onu hapşırtıyor. Elbisesi yırtık olduğu için güçlü rüzgâr onun üşümesini sağlamaya yetiyor da artıyor bile. Saman balyalarının üstüne kıvrılıyor. Bugün doğum günü. On bir yaşına girecek. Ama saatten haberi yok. Uyumaya çalışıyor. Fakat birden ayak sesleri duyuyor. Halası evdeydi, ama... ama o zaman bu kim? Bir hırsız mı? Balyaların arkasına saklanıyor hemen. Kim olduğu bilinmeyen kişi ahırın kapısını açıyor. Gri bıyıklar, gri kısa saçlar ve güven dolu bakışlar... İlk başta bunu görüyor küçük kız. Sonra adamın sırt çantasından sızan arbalet dikkatini çekiyor. İyice köşeye siniyor. Fakat adam onu buluyor. Şaşırtıcı bir şekilde elini uzatıyor. "Gel benimle. Seni buradan kurtaracağım." Hırsız olsa da olmasa da buradan kurtulmalıydı. Onun elini yakalayınca küçük kızı sırtına alıyor adam ve onu engebeli yollardan geçirip evine getiriyor. Ona bir sofra hazırlıyor. Daha sonra adını soruyor. "Adelaidé çok güzel bir ad. Bu arada, sana bir şey vermek istiyorum. " İçeri gidiyor ve ucunda büyük bir yıldız olan kolyeyle dönüyor. Adelaidé kolyenin içini açınca bir müzik başlıyor... Every night in my dreams. I see you, I feel you...


    Birden gözlerimin az sonra dolabileceğini farkettim. Bir süre bu ortamdan uzaklaşabilirdim. Kendime gelirdim. Tam da çalacak müziği bulmuşlar yani! Masadakilere makyaj tazeleme bahanesiyle tuvalete gideceğimi söyledim ve dışarı çıktım.
    William Alan Highlander
    William Alan Highlander
    Kofti


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 72
    Yaş : 44
    Taraf : Z.A.Y
    Rp Partneri : Beatriz Ursulina Sourez
    Patronus : Boğa
    Yetenek : ^^Zihinfendar^^
    Kan Saflığı : Safkan
    Ruh Hali : Elisha ve Alejandro / Düğün Eglenc10
    Tanınmışlık : 1

    Elisha ve Alejandro / Düğün Empty Geri: Elisha ve Alejandro / Düğün

    Mesaj tarafından William Alan Highlander Çarş. Eyl. 02, 2009 11:28 am

    "William! Gelmeyeceğini düşünmeye başlamıştım." Beatriz benim gelmeyeciğimi düşünerek üzülmüş demek. Ben daha birşey diyemeden kalkıp boynuma sarıldı. Güzel kollarını boynuma dolayarak bana inanılmaz bir enerji aktarmıştı. Ancak bu güzel an kısa sürdü ve biraz utanmış bir şekilde Beatriz kollarını yavaşça boynumdan aldı. İkimizde bir başkasının düğününde olduğumuzu unutmuştuk. Mahçup bir şekilde beyaz koltuğa geri dönen Beatriz eliyle yanını işaret ederek "Sizin gibi birine daha doğrusu size yanımda her zaman yer vardır bayım."dedi. Yavaşça yanına oturdum ikimizde birbirimizi düşünüyorduk sanırım. En azından benim aklımdan geçen gece yaşadıklarımız geçiyordu. Bu sırada düğünde tüm şatafatıyla devam etmekteydi. Aşk şarkıları çalınıyor gelin ve damat şıklıklarıyla etrafa resmen ışık saçıyorlardı. Beatriz'de bunu farketmiş olucak ki sessizliği de bozmak amacıyla "Elisha... Çok güzel olmuş değil mi? Gelinlerin bu kadar güzel olduğunu bilmezdim." dedi. Beatriz'e gülümsedim "Emin değilim seni tanıdığımdan beri hiçbir kadın gözüme çok güzel gelmiyor. Ama sanırım oda kendi çapında gayet güzel bir gelin."

    Önümüzden geçen bir ev cinini çevirdim."Elinizde alkolsüz içeceklerden ne var?" Cin eğilerek elindeki tepsiyi uzattı. "Balkabağı suyumuzdan alabilirsiniz efendim." Uzattığı tepsiden iki kadeh Balkabağı suyunu aldım. Beatrize dönüp gülümseyerek kadehi uzattım. "Sanırım bir müddet içkiye ara vermişsindir." İkimizde gülümsedik hep gülmesini istiyordum. O güldükçe ben daha çok gülüyordum o güldükçe kalbim sıkışıyordu. "Geçen gün gerçekten çok ters bir zamanda ayrılmak zorunda kalmıştım tekrar özür dilerim. Sanırım benim mesleğimin en kötü yanıda bu mesai saatlerimiz oldukça esnek."

    Tom Welling
    Tom Welling
    Ravenclaw 4. Sınıf Öğrencisi


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 4794
    Yaş : 30
    Taraf : Yoldaşlık
    Rp Partneri : Rapunzél
    Patronus : Hipogrif
    Yetenek : Animagus
    Kan Saflığı : Melez
    Lakap : Clark Kent ~ Superman
    Soyunuz : YoK
    Ruh Hali : Elisha ve Alejandro / Düğün Yogun10
    Tanınmışlık : 72

    Elisha ve Alejandro / Düğün Empty Geri: Elisha ve Alejandro / Düğün

    Mesaj tarafından Tom Welling Perş. Eyl. 03, 2009 8:53 am


    Çölde günlerce susuz yaşayıp en sonunda su gören birisi gibi şarap kadehlerini kafasına diken Tom, Stanley'nin yorumu karşısında gözlerini ayırıp isterik bir kahkaha attı ve tekrar içmeye devam etti. Beyaz kılıfla kaplanmış deri sandalyelerden birine oturup parmaklarını, mum ışıklarıyla aydınlatılmış Balo Salonu'nda sarımsı görünen açık kahverengi saçlarının arasından geçirdi. Umutsuz bir şekilde iç çekerek, kendini soktuğu durumu düşünmeye başladı. Hayatında ilk kez birinden sağdıçlık teklifi almıştı, (büyük ihtimalle ilk ve son olacaktı) ve onu da batırmıştı. Dalgınca, masadaki bir yanık lekesiyle oynamaya başladı.

    *

    Tom'a bir saat gibi gelen bir sürenin ardından gelmesi gereken tüm konuklar gelmiş, pastanın hazır olduğu belirtilmiş, küçük ev cinleri (böyle bir şey mümkünse) daha da telaşla koşturmaya başlamış, ve en sonunda nikah memuru gelmişti. Stanley o kadar endişeli görünüyordu ki, Tom onun da düğün-öncesi-gelin sendromuna yakalandığına yemin edebilirdi. Ama yine de Elisha'ya kıyasla mutlu görünüyordu. Elisha, bir köşede misafirlerle sohbet ediyordu, canlı sarı saçları ve parlayan masmavi gözleriyle gülümserken etrafına ışık saçıyordu. Fakat yüzündeki gülümsemenin sahte olduğunu ikizi dışında başka kimse anlayamasa da Tom anlayabilirdi. Ne zaman umutsuz veya üzgün olsa Elisha yüzüne bu mutluluk maskesini takardı. Tom, bu mutsuzluğun sadece düğün stresinden olmasını diledi.

    O sırada, kel ve çirkin bir ev cini, bıdı bıdı yürüyerek Tom'un yanına geldi. Yemyeşil gözleri telaşla açılmıştı. "Seremoni başlıyor, gitmeniz gerek genç efendi," dedi karga gibi sesiyle. Ardından, daha Tom tepki ya da cevap veremeden, kafasıyla Tom'un beline vurup onu kapıya doğru yönlendirmeye başladı. "Tamam, kendim gidebilirim," diyerek ev cinini iten Tom, kocaman meşe kapının önünde Elisha'yı beklemeye başladı. Seremoni gereği babasının Elisha'nın koluna girmesi ve onu mihraba kadar götürmesi, ve en sonunda damada teslim etmesi gerekiyordu. Elisha'nın babası olmadığına göre, bu durumda onun görevini Tom seve seve üstlenmişti. (Eğer başka birisi yapsaydı kıskançlıktan çatlardı.)

    Birkaç saniye sonra, başka bir ev cininin de Elisha'yı sürükleyerek kendisine doğru getirdiğini gördü. Tom, ister istemez güldü. Gelin sendromuna en fazla yakalananlar ev cinleri olmalıydı. Herşeyin mükemmel olmasını herkesten daha fazla istiyor gibi görünüyorlardı. Nefes nefese kalmış bir Elisha yanına gelince Tom kıkırdadı. "Garip yaratıklar, değil mi?" diye sordu, kalabalığa bakarak. Elisha da heyecanlı bir sesle, "Evet, öyleler," dedi. O da gözlerini konuklardan ayıramıyordu. Ev cinleri bıdı bıdı koşuşturup müziği açmaya giderlerken Tom ağzındaki baklayı çıkardı.

    "Bir sorun mu var?" diye sordu ciddi bir şekilde. Elisha küçük bir kahkaha atıp, "Hayır, tabiki yok. Gelin stresi falan. Senin sendrom dediğin şey işte." diyerek devam etti. Tom pek ikna olmamıştı, ama yine de uzatmaya niyeti yoktu. Zaten az önce düğün müziği başlamıştı, ve ev cinleri tiz sesleriyle bağırarak onlara kol kola girmelerini işaret ediyorlardı. Tom, sırf ev cinlerinin susmaları için Elisha'nın koluna girmesini sağladı, ve kırmızı halının üzerinde yavaşça yürümeye başladılar. Mihraba doğru küçük adımlarla yürürlerken, etraflarındaki masalarda oturan insanlar takdirle onlara bakıyordu. Elisha önlerinden geçerken bazılarına el sallayıp gülümsedi. Ev cinleri ise dört bir yanda hıçkırıklara boğulmuş ağlıyorlardı. "Cidden, bu cinleri nereden buldunuz?" diye sordu Tom. Kırmızı halıyı yarıladıklarında, mihrapta heyecanla bekleyen Stanley'i gördü. Onun karşısında da Elisha'nın nedimesi olan Lizzie durmuş, gülümseyerek onları izliyordu. Ve ikisinin ortasında da nikahı kıyacak olan tıknaz rahip duruyordu.

    Tom, Elisha'yla birlikte mihraba vardığında, Stanley'e hafifçe sarılarak Elisha'yı ona teslim ettiğini sembolik olarak belirtti. Bu sırada kulağına hafifçe, "Son gününün tadını çıkar, ahmak," diye fısıldadı. Stanley gergin bir şekilde güldü. Tom da gülümseyerek Stanley'nin arkasına geçti, ve örnek bir sağdıç gibi beklemeye başladı. Elisha da bembeyaz gelinliği arkasından sürünerek onların karşısına, Lizzie'nin önüne geçti. Tom, karşısında duran ikizlere şöyle bir baktı. Yüzlerindeki heyecanlı ifadeye kadar birbirlerinin tıpatıp aynısıydılar. (Makyaj ve kıyafetleri saymazsanız.)

    Rahip sıkıcı bir konuşma yaparken Tom dinlemiyordu bile. Aklı hala yapacağı konuşmadaydı. Göz ucuyla Lizzie'ye baktı. O da rahibin sözlerinden bıkmış gibi görünüyordu. Gözlerini Tom'a çevirdiğinde, yine 'o olayı' yaptılar. O olay, şuydu: Tom ve Lizzie, küçükkken Hogwarts'ta belaları üzerlerine çekmeleriyle ünlülerdi. Ne zaman kuralları yıksalar, öğretmenler onları ayrı ayrı sorguya çekerlerdi. Fakat biri sorgudan çıktığında, birbirlerine sessiz ve anlamlı bir bakış atarlardı. Bu bakışla sanki telepati kurup anlaşırlar ve öğretmenlere aynı şeyleri söylerlerdi. Tom, bu olaya 'telekankaizm' adını veriyordu. Oldukça komik bir olaydı. Tabi ki doğaüstü bir şey değildi. Büyük ihtimalle Tom ve Lizzie düşünce yönünden birbirlerine çok benzedikleri için aynı şeyleri düşünüyorlardı, ve anlamlı bakış atma yetenekleriyle de birbirlerine haber veriyorlardı. Bu yüzden rahip sıkıcı konuşmasına devam ederken Tom, Lizzie'ye, "Sanırım doğaçlama yapacağım," dercesine baktı. Lizzie de, "Hiç yoktan iyidir," dercesine gözlerini kırptı ve kafasını hafifçe yana eğdi. Sonra ikisi de gülümsedi.

    En sonunda Tom'un en sevdiği, ve en sıkıcı olmadığını düşündüğü bölüm gelmişti. Gelin ve damadın yeminlerini sunduğu, ve (eğer varsa) gelinin eski sevgilisinin gelip düğünü bastığı bölümdü. Gerçi Tom, en iyi iki arkadaşının düğünlerinin bozulmasını istemiyordu, ama bu düğünün gerçekten bir aksiyona ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. Tabi yapacağı doğaçlama büyük bir aksiyon olacaktı, o başka.

    "- Stanley Alejandro Légolas, Elisha Stéfania Andié'yi karın olarak kabul edip, hastalıkta ve sağlıkta, ölüm sizi ayırana dek onunla olacağına, onu mutlu ve rahat ettireceğine yemin ediyor musun?"

    Tom, Stanley'nin evet diyeceğinden emindi, ama hazırladığı yemini çok merak ediyordu. Eğer Stanley'i birazcık tanıyorsa, düğündeki tüm kedi düşkünü yaşlı kaçık kadınları ağlatacak derecede romantik birşeydi.
    Adelaidé Darchélle Marque
    Adelaidé Darchélle Marque
    Bakanlık Bölüm Başkanı


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 898
    Yaş : 34
    Taraf : İnsanlık
    Rp Partneri : Aşk beni bulabilir, ama çok zor.
    Patronus : Kuğu
    Kan Saflığı : Safkan
    Lakap : Adél
    Addé
    Soyunuz : Safkan
    Ruh Hali : Elisha ve Alejandro / Düğün Keyifl10
    Tanınmışlık : 5

    Elisha ve Alejandro / Düğün Empty Geri: Elisha ve Alejandro / Düğün

    Mesaj tarafından Adelaidé Darchélle Marque Perş. Eyl. 03, 2009 9:33 am

    Geri döndüm. Çoğu kişi yerini almıştı ve etrafta karga sesleriyle bağırıp düğünün güzelliğini bozan bir sürü ev ciniyle dolu. Hepsi ellerinde tepsiler dolusu içkiler, yiyecekler taşıyor ve herkesin tatlı sohbetlerini bozup onlara yiyecek ikram ediyorlar. Kapıdan içeri girer girmez en çirkin olanlarından biri burnu yere değecek kadar eğilip içki isteyip istemediğimi sordu. Bir fincan meyankökü çayını tepsiden çekip aldım ve koşarcasına oradan ayrıldım. Gözlerimle o adamı arıyordum. Tom'u. Birden Elisha'nın yanında gördüm onu. Sanırım seremonu gereğiydi. Fakat neden baba değil de, bir arkadaş? Güldüm. Belki de onun da benim gibi bir babası yok. O da babasını hiç görmedi. Ne mâlum? Öz babamı kafamdan silip atmaya çalıştım - her ne kadar mümkün olmasa da -... " Matmazel, kazan pastadı alır mıydınız acaba? " Cine doğru döndüm. Neden tam bir yere oturup kafamı boşaltmışken bunlardan biri gelip keyfimi bozuyordu? Yine de kibar davranmıştı. " Teşekkür ederim. Eğer onu yersem düğün pastasından yiyebileceğimi zannetmiyorum. " Cin gitti ve yeniden Tom'a odaklandım. Seremoni başlamıştı. Tom zarifçe Elisha'nın elini tutup havaya kaldırdı ve kırmızı halıda yürüterek Alejandro'ya teslim etti. Mihrapta kısa bir rahip vardı. Tıpkı emekli Tılsım Profesörü Flitwick'e benzediğini düşündüm. Sadece boyu biraz daha uzundu ve yuvarlak gözlüğü vardı. Gelin de gelince Flitwickimsi Rahip o sözde 'kısa' konuşmasına başladı. Aşağı yukarı yarım saat sonra nihayet o önemli soru geldi. " Stanley Alejandro Légolas, Elisha Stéfania Andié'yi karın olarak kabul edip, hastalıkta ve sağlıkta, ölüm sizi ayırana dek onunla olacağına, onu mutlu ve rahat ettireceğine yemin ediyor musun? " Evet de evet de diye kendi kendime el çırptım ve çevremdekilerin bana baktığını görünce hemen sustum.
    Stanley Alejandro Andié
    Stanley Alejandro Andié
    Bakanlık Çalışanı


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 49
    Yaş : 31
    Taraf : Tarafsız. İlgilenmiyor. Ya da gizliyor.
    Rp Partneri : Elisha Stéfania Andié (Soyadı Legolas olcak. Evleniyos da)
    Patronus : Yok
    Kan Saflığı : Safkan
    Lakap : Ozi
    Soyunuz : Legolas
    Ruh Hali : Elisha ve Alejandro / Düğün Asik10
    Tanınmışlık : 0

    Elisha ve Alejandro / Düğün Empty Geri: Elisha ve Alejandro / Düğün

    Mesaj tarafından Stanley Alejandro Andié Perş. Eyl. 03, 2009 9:49 am

    Stanley elinde bir kadeh şarap ile konukların arasında dolaşıp, yüzüne stresini yansıtmadan sahte bir gülümseme kondurup herkesle konuşmaya çalışıyordu. İnsanları karşılamaya çalışıyordu. Elindeki şarabı düğünün başından beri tazeliyor fakat hiçbirini doğru düzgün sonuna kadar içemiyordu. Adeta vakit geçirmeye çalışıyordu, fakat pek bir işe yaramıyordu. Tom'un her şeye bir siim verme adeti vardı ve bu stresede gelin sendromu diyordu. Fakat Stanley sirkeledi kendini ve 'ben gelin değilim oğlum!' dedi. Şarabını tekrar tazelemeye gitti masaya doğru ve Tom'u gördü. Sanki uzun zamandır ne su nede başka bir içecek bulamamış gibi kana kana içiyordu elindeki şarabından, Stanley'in aksine. Bir elinde kadehi diğer eliyle masada bir şey ile uğraşıyordu. Çok dalgındı ilk geldiği zamanın aksine neden böyleydi ki ya da neden böyle olmuştu. Sormak istedi ama Tom'u tanıyordu en yakın arkadaşının bir derdi varsa anlaması gerekti, çünkü Tom asla söylemezdi. Onu o kadar çok seviyor ve abisi ya da kardeşi gibi benimsiyordu ki o anda ona sarılmak istedi ama yapmadı. Belli ki gerçekten bir sorun vardı. Masada ki sürahiden kadehinni yarısı doluncaya kadar kırmızı şarap doldurduktan sonra salona geri döndü.

    Bir süre sonra misafirlerle konuşacak bir şey kalmamıştı gerçekten. Oldukça monoton olmaya doğru ilerliyordu her şey göz ucuyla Tom'a baktı ve hala orada dalgın dalgın oturduğunu gördü. Kafasını geri çevirdiğinde rahip horandan başa doğru ilerliyordu evet gelmişti zamanı. Zamanlaması mükemmeldi, Stanley'nin gözleri Elisha'yı aradı görüyordu fakat suratında pek gerçekçi olmayan bir gülümseme vardı. Ne yani mutlu değil miydi? İstemiyor muydu? Stanley Gelin sendromu yaşarken paranoyakta olmuştu ya bu sadece paranoyaklıktan ibaret değilse diye düşündü kendi kendine. Elisha istemiyorsa.. Buradan çekip gitmek istedi midesi bulanmaya başlamıştı ve biraz morali bozulmuştu fakat çok geçti. Elisha ile kapıdan içeri girmelilerdi, arkasını dönüp Tom'a baktığında çok güzel bir kahkaha tufanı kopardı Stanley. Bir ev cini Tom'u belinden itiyordu ve Tom bundan oldukça rahatsız olmuşa benziyordu.


    Tom kalabalığı yarıp meşe kapının önüne doğru ilerledi, gerçekten görkemli gözüküyordu ne kadar kıyafeti bozuk olsada ona bu hali yakışıyordu. Ve biliyordu ki Stanley, en yakın arkadaşı bu haki ile kızları deli etmeyi biliyordu. Meşe kapının önünde beklemeye başladı, Tom ile uzaktan uzağa göz göze geldiklerinde görmesini umut ederek göz kırptı ona. Heyecanlıydı her dakika bu heyecanı ikiye katlanıyordu. Daha sonra kafasını döndürüp Elisha'ya baktığında bir ev cinide onu itiyordu. Gerçekten bu ev cinleri biraz tuhaftı. Stanley, biraz hızlanarak Horan'ın yarısına doğru ilerledi Elisha'yı oradan alacaktı.

    Tom ve Elisha ağır ve ritmik adımlarla yürümeye başladılar müzik ile birlikte. Elisha şimdi biraz daha mutlu görünüyordu etrafındaki insanlara gülümseyerek el sallıyordu her gelinin yaptığı gibi. Tom ise pek bir ciddiyet göstermeden o da rahat ama saygın bir biçimde Stanley'e doğru yaklaşıyordu. Tom'a doğru bakarak gülümsedi, yaklaştıkça yüzündeki gülümseme artıyordu. O da ne! Gözleri buğulanıyordu, yok artık! dedi kendi kendine gerçekten ağlayacak mıydı? Bilmiyordu ağlamasının nedeni dışında pek bir şey bilmiyordu. Ağlıyordu çünkü, en yakın arkadaşlarıyla düğünündeydi kendi düğünündeydi. Ve Tom ile yakın arkadaşlardı bunun verdiği hüzün ile buğulanmıştı ağlamamak için kafasını dik tutup gülümsedi ve gözlerini kırpmamaya dikkat etti. Sonra Stanley'nin yanına varınca Tom kollarını açıp sıkı sıkı Stanley'e sarıldı. Teslim ettiğinin bir göstergesiydi. "Son gününün tadını çıkar, ahmak," dedi. O da ona, "Çıkarıyorum..!" derken daha fazla dayanamadı ve gözlerinden yaşları bıraktı. Tom'u hiç bırakmak istemiyordu. Sonra ellerini gevşetti ve Tom'a baktı göz kırpıp Elisha'nın yanına geçti yolun yarısını birlikte ilerlerken ona bakmaya devam etti. Gerçekten bir masaldan çıkmış olmalıydı.

    Sonra masaya geçtiklerinde rahip uzun ve sıkıcı bir konuşmaya başlamıştı. Dinlemek istemiyordu, bir çok düğüne katılmıştı ve kahretsin bunları neredeyse ezberlemişti. Hatta rahip konuşmasını yaparken Stanley içinden aynısını söylüyordu. Sonra Tom'unda dinelemeyeceğini biliyordu çünü ikiside aynı kafadandı, sonra kafasını çevirip ona baktığında dinlemediğini fark etti fakat değişik bir şey vardı. Lizzié'de dinlemiyor ve birbirlerine bakışıyorlardı. Ah olamaz diye tedirgin olmaya başlamıştı bu pek hayıra alamet değildi. Gençliklerinde onalr bir sorun olduğunda kaçtıklarında ya da cezalandırılmak üzereyken birbirlerine böyle bakış atıp anlaşırlardı. Bir sorun olmalıydı, tam ne olduğunu çözmek için devam ediyorken rahip önemli ve sıkıcı olmayan sözlerine başladı.

    "- Stanley Alejandro Légolas, Elisha Stéfania Andié'yi karın olarak kabul edip, hastalıkta ve sağlıkta, ölüm sizi ayırana dek onunla olacağına, onu mutlu ve rahat ettireceğine yemin ediyor musun?" tabii ki evet diyecekti fakat güzel bir yemin ile. " Tanrının huzurunda sana yemin ederim ki? Karanlıklar kaplasada tüm dünyamızı, sonu gelsede her şeyin emin ol sana olan aşkımın sonu gelmeyecek." dedi. Elisha'ya baktı tüm yemini boyunca onu sevdiğini göstermek için gözlerinin içine bakıyordu. Sonra Rahip aynı soruyu Elisha'ya yöneltti."- Elisha Stéfania Andié, Stanley Alejandro Legolas'ı kocan olarak kabul edip, hastalıkta ve sağlıkta, ölüm sizi ayırana dek onunla olacağına, onu mutlu ve rahat ettireceğine yemin ediyor musun?" dedi.
    Elisha Stefenia Andie
    Elisha Stefenia Andie
    Dükkan Sahibi


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1687
    Yaş : 27
    Taraf : Nötr
    Rp Partneri : Stanley Alejandro Légolas [ Evleniyoruuuz x3]
    Patronus : Karadul
    Yetenek : Etkilemek :T
    Kan Saflığı : Melezdi.
    Lakap : Ellof xD
    Soyunuz : Andieydi fakat değişiyır:D
    Ruh Hali : Elisha ve Alejandro / Düğün Hasta10
    Tanınmışlık : 20

    Elisha ve Alejandro / Düğün Empty Geri: Elisha ve Alejandro / Düğün

    Mesaj tarafından Elisha Stefenia Andie Paz Eyl. 06, 2009 8:52 pm

    Evet diyebilmek! Her koşul için Evet…

    Hazır mıydı? Erken değil miydi? Belki de. Ama artık erken yada geç diyebilme şansı yoktu. Bu kadar davetlinin içinde ‘
    ’Çok erken ben bunu düşünememiştim diyemezdi!’’ Zaten Stanley’e bunu yapamazdı. Sevdiği adamı yarı yolda bırakmak adilik olurdu. Bu zamana kadar böyle düşüncelere hiç girmemişti. Neden böyle oluyordu ki? Zaten evli gibilerdi. İşin içine resmiyet girmesi hiç bir şeyi bozmazdı… İçinde bir huzursuzluk vardı. Yüzündeki tebessüm herkesi ısıtabilecek kadar sıcaktı fakat bunun sahte mi? Yoksa gerçek mi? Olduğunu anlamakta güçlük çekiyordu.Artık geri dönülmeyecek yola sapmışlardı bir kere. Sevdiği çocuğun hatta adamın yarı yolda yüz üstü kalmasını istemezdi ya. Hem o da çocuklar gibi heyecanlıydı. Yüzünde tebessüm hiç eksilmiyordu. Zaten düzenli ilişkileri onların evliliğe adım atmalarının belirtisiydi. Fakat hiç bu kadar resmiyete gerek yoktu bir anda. Hep evliliğin aşkı yok ettiğinin kanısındayken şimdi hemen evleniyor olmak belkide ona garip gelen tek şeydi o. Yoksa bu durumdan bile memnun olabilirdi. Tüm küçük çocuklar büyüyünce evlenceğim derken o ''Evlenmeyeceğim!'' demeyi tercih ediyordu. En çok korktuğuda hatta hiç istemediğide canını yalnız bırakmaktı. Lizzie'yi kendi başına bırakmaktı. Evlenirken mutlaka Lizzie'nin fikrini almıştı. Zaten o ''Evlenme!'' deseydi. Elisha asla evlenmezdi zaten. Ailesinden yanında kalan tek kişiydi o.Yakınları çevresi çok olabilirdi fakat ''aile'' denen kavramdan yalnızca bir kaç tane kuzenler var ama onlarda uzaktan. Bazılarını hiç görmemiş bile. Neyse kuzenlerin önemi yoktu. Önemli olan yakınlarının olması. Görmüş yada görmemiş kimin umrundaki yakınları varmı var! Tamam o zaman! Düğünde herşey tıkırında giderken artık kararları tüm aleme duyurma vakti geldi çattı. Hiç heyecan yokken bir anda el-ayak titremeye başladı Elisha'nın. ''Hemde nedensiz yere!'' heycanlandığını hiç bilmezdi. Evet deyip geçecekti sonuçta. Artık yarı evli sayılırlardı. Tek imza ile iş resmi bir boyut alacaktı. Bunu göze alabilirmiydi bilmiyordu fakat bundan sonra *hayır* diyecek hali yoktu ya. İlk önce etrafı bir süzdü nedensiz yere. Belki kaçıcak delik aradı ama yoktu işte. Artık sonuç Evlilikti. Başka çare yoktu. Ama en azından sevdiği adamla evleniyordu ya. O onu mutlu edebilirdi. Birden gözleri anne ve babasını aradı artık. Nikah masasına doğru yürürken heyecanla herkes ona bakıyor Elisha ise tüm konsantresini masaya odakte edip hızlıca yürümeye devam ediyordu. Artık masaya vardıklarında rahip konuşmaya başlayacaktı. Son kez gözlerinin içine baktı Tom'un isteksizce. Artık rahip başlamıştı söze. Bir dakika! diyip kaçsamıydı acaba? Ama bu kadar kişi içinde kaçamazdı ya.
    "- Stanley Alejandro Légolas, Elisha Stéfania Andié'yi karın olarak kabul edip, hastalıkta ve sağlıkta, ölüm sizi ayırana dek onunla olacağına, onu mutlu ve rahat ettireceğine yemin ediyor musun?" Stanley'in evet diyeceğinden adım gibi emin olması gerekiyordu. Fakat tabii ki kuru bir evetle bırakmayacak çok güzel sözler söyleyerek Elisha'yı utandıracaktı. Tanrının huzurunda sana yemin ederim ki? Karanlıklar kaplasada tüm dünyamızı, sonu gelsede her şeyin emin ol sana olan aşkımın sonu gelmeyecek.'' dedi. Son kez Elisha'nın yüzüne baktı. Öyle aşkla baktı ki. Elisha bir an için kendinden geçti. Artık soruyu Elisha'ya yöneltme vakti gelmişti. *Neden bana soruyorlar?* Saçmalamayı kes Elisha ve cevabını ver.'' diye geçiriyordu sürekli. ."- Elisha Stéfania Andié, Stanley Alejandro Legolas'ı kocan olarak kabul edip, hastalıkta ve sağlıkta, ölüm sizi ayırana dek onunla olacağına, onu mutlu ve rahat ettireceğine yemin ediyor musun?" Artık onun da evet demesi şart olmuştu. Elisha Stanley'in yüzüne baktı daha sonra ise konukların yüzüne bir tebessüm attı. ''Evet her koşulda ve kesinlikle evet!!'' dedi. Bunu derken kendinden emin olmadığı kadar güvensizlik içeriyordu. Stanley'in yüzüne baktı ve gülümsedi...

      Similar topics

      -

      Forum Saati Cuma Mayıs 17, 2024 7:58 am