Hızlı, hızlı yürüyordum. Önümde ki taşı görmeyerek düşmem, birinci sınıfa giden veletlerin hazırladığı o korkunç şakalardan kaçtığıma şükretmemden yarım saniye sonra gerçekleşmişti. Harikulade kokan toprağa yanağımı dayadığımda, hissetiğim acı otomatik olarak elimi yanağıma götürmüştü. Kahverengi saçlarım seyrek olan çimenlerin aralarına yayılmıştı. Yavaş yavaş acıyı göze alarak ayağa kalktım. Dizimde hafif bir kanama vardı. Tatlı tatlı yanan, yarama baktım. Elimi hemen cebime götürüp, mendilimin olduğunu anlayınca bir defa daha şükrettim. Oysa ki arkadaşlarım bunu hep gereksiz bulurlardı ama benim gibi biri için her zaman gerekirdi. Takılarak düştüğüm taşın biraz uzağında duran yassı kayaya doğru ilerledim sendeleyerek. Yaram tatlı tatlı acı vererek, hareketlerimi kısıtlaıyordu. Muggle'ların bu tür kayalara şeytan tırnağı gibi isimler verdiğini duyduğum aklıma geldi. Hafifçe gülümsedim. Bu kayanın nasıl bir tür şeytanlık yapacağı aklıma bile gelmiyordu. Ne de olsa bir cansızdı. Her ne kadar dünyada çok küçük bir yer kaplasada. Yassı kayaya yaklaşınca arkamı döndüm ve üzerine dengemi sağlayacak şekilde oturdum. Yeni doğmuş bebek kadar saf ve temiz kokan mendilimi, hareketlerimi kısıtlayan yarama doğru uzattım. Kadife mendil pamuk tenimin üzerine değer değmez beni çok feci şekilde sarstı. "Ahh...! "
Sesimin çıkmasına engel olamadan, ses tellerim titremişti işte. Acıya dayanmaya çalışarak , kafamı kaldırdım. Biraz ötede ki şamarcı söğütü görünce ürktüm. Neyse ki onun yanında değildim. Karşıdan gelen bir silüet gördüm. Giydiği eteği düzelten güzel mi güzel bir kız , takıldığım taşa doğru ilerliyordu. En iyi arkadaşımı tanımayacak değilim , değil mi? Ona seslensem iyi olacaktı yoksa düşmesi an meselesi olabilirdi. " Hey Raquel, önünde ki taşa dikkat et ! "
Sesimin çıkmasına engel olamadan, ses tellerim titremişti işte. Acıya dayanmaya çalışarak , kafamı kaldırdım. Biraz ötede ki şamarcı söğütü görünce ürktüm. Neyse ki onun yanında değildim. Karşıdan gelen bir silüet gördüm. Giydiği eteği düzelten güzel mi güzel bir kız , takıldığım taşa doğru ilerliyordu. En iyi arkadaşımı tanımayacak değilim , değil mi? Ona seslensem iyi olacaktı yoksa düşmesi an meselesi olabilirdi. " Hey Raquel, önünde ki taşa dikkat et ! "