isimsiz



Join the forum, it's quick and easy

isimsiz

isimsiz

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

yok


2 posters

    Lizzie? Neredesin?

    Elisha Stefenia Andie
    Elisha Stefenia Andie
    Dükkan Sahibi


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1687
    Yaş : 27
    Taraf : Nötr
    Rp Partneri : Stanley Alejandro Légolas [ Evleniyoruuuz x3]
    Patronus : Karadul
    Yetenek : Etkilemek :T
    Kan Saflığı : Melezdi.
    Lakap : Ellof xD
    Soyunuz : Andieydi fakat değişiyır:D
    Ruh Hali : Lizzie? Neredesin? Hasta10
    Tanınmışlık : 20

    Lizzie? Neredesin? Empty Lizzie? Neredesin?

    Mesaj tarafından Elisha Stefenia Andie Çarş. Ağus. 05, 2009 10:28 pm

    Çok özlemişti hemde çok... Görmeyeli bayaa olmuştu. Onsuz günler geçirmiyordu fakat şimdi ortalıktan kaybolmuştu. Bide kaçırıldığına,esir tutulduğuna dair haber gelmişti. Zaten hergün onu düşünüyordu Elisha şimdi hepten meraklanmıştı. Gülen yüzünden artık eser yoktu. Kafası sorularla doluydu. Kim yapabilirdi ki iyilik meraklısı ikizine bunu... Tom'la yasak ormana gideceklerdi bugün... Gece uyuyamamıştı. ''Ya bişey olursa,ya ona birşey olmuşsa'' fikirleri geçip duruyordu. Zaten bunu yapanı bi bulursa cehennemin dibine sokacaktı onu... Tam sözleştikleri saatte gitti bekçinin kulübesinin önüne Elisha ve Tom'u beklemeye çalışmıştı. Zaten bir Tom'a güvenebilirdi bu konuda birtek o yardımcı olablirdi Elisha'ya bu konuda... Bir hışırtı duydu.

    '' Tom sen misin?'' diye merakla sordu

    Ne yazıkki tom değil idi. Sadece rüzgarın esintisi çalıları kıpırdaştırmıştı. Üzgünlükle kafasını öne eğdi. ''Tanrım lütfen Lizzie'yi bana bağışla,onu benden alma'' diye dua ediyordu.Kafasını yukarı kaldırdığında Tom gelmişti.

    '' Merhaba. Haydi hemen gidelim ormana bir an önce Lizzie'mi kurtarmak istiyorum!'' dedi sinirli bakışlarla...
    Tom Welling
    Tom Welling
    Ravenclaw 4. Sınıf Öğrencisi


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 4794
    Yaş : 30
    Taraf : Yoldaşlık
    Rp Partneri : Rapunzél
    Patronus : Hipogrif
    Yetenek : Animagus
    Kan Saflığı : Melez
    Lakap : Clark Kent ~ Superman
    Soyunuz : YoK
    Ruh Hali : Lizzie? Neredesin? Yogun10
    Tanınmışlık : 72

    Lizzie? Neredesin? Empty Geri: Lizzie? Neredesin?

    Mesaj tarafından Tom Welling Çarş. Ağus. 05, 2009 10:51 pm

    Ay ışığının aydınlattığı şato arazisinde hızlı adımlarla yürüyen Tom, asasını sağ elinde sımsıkı tutuyordu. Arazi bomboştu. Duyulan tek ses Tom'un ayakkabıların çimenlere bastığında çıkardığı hışırtıydı. Dolunay tepesinde ısrarla parlarken adımlarını iyice hızlandırıp Hogwarts Bekçisi'nin kulübesinin bulunduğu boşluğa doğru yürümeye başladı. Ve on beş metre ilerisinde ince bir silüet gördü. Sapsarı saçlarıyla en az dolunayın kendisi kadar ışıldayan bir kız, kulübenin önünde duruyordu. Masmavi gözleri bu karanlıkta bile seçilebiliyordu. Tom, onun Lizzie olmadığını biliyordu, ama yine de onu görünce kalbi yerinden fırladı.

    "Merhaba," dedi ciddi bir ifadeyle, Lizzie'nin ikizi Elisha'ya doğru yürüyerek.

    Elisha'nın ikizi ve Tom'un en iyi arkadaşı Lizzie, hiç kimseye haber vermeden birden ortadan kaybolmuştu. Herkes onun bir sebepten dolayı kanundan kaçtığını veya sevgilisiyle birlikte gittiğini düşünüyordu, ama Elisha ve Tom, Lizzie'nin asla kendilerine haber vermeden böyle bir şey yapmayacağını biliyordu. Bu yüzden haftalar boyunca Lizzie'nin yaptığı her şeyi araştırdılar, konuştukları kişilerle konuştular, gittiği yerlere gittiler, şatoyu aradılar ve hatta günlüğünü okudular. Günlükte yazılan son yazıda, Lizzie'nin Yasak Orman'a gideceği yazıyordu. Bu yüzden Tom, Elisha ile Bekçi'nin Kulübesi'nin önünde buluşup Yasak Orman'a gitmeye karar verdi.

    "
    Merhaba. Haydi hemen gidelim ormana! Bir an önce Lizzie'mi kurtarmak istiyorum!'" dedi Elisha. Sabırsızlığı yüzünden okunuyordu. Tom, onu bir kere daha söyletmeden, kulübenin sağında kalan karanlık ağaçlıklara doğru yürümeye başladı.

    İkisi de, "Lumos," diye mırıldandı. Asalarının ucuna, önlerini aydınlatabilecek boyutta birer ışık huzmesi yerleşti. Tom, Lizzie'ye bir şey olmamış olmasını, ve onu sağ salim bulacaklarını umarak derin bir nefes aldı, ve arkasında Elisha'yla birlikte kapkaranlık ormanın içine daldı.
    Elisha Stefenia Andie
    Elisha Stefenia Andie
    Dükkan Sahibi


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1687
    Yaş : 27
    Taraf : Nötr
    Rp Partneri : Stanley Alejandro Légolas [ Evleniyoruuuz x3]
    Patronus : Karadul
    Yetenek : Etkilemek :T
    Kan Saflığı : Melezdi.
    Lakap : Ellof xD
    Soyunuz : Andieydi fakat değişiyır:D
    Ruh Hali : Lizzie? Neredesin? Hasta10
    Tanınmışlık : 20

    Lizzie? Neredesin? Empty Geri: Lizzie? Neredesin?

    Mesaj tarafından Elisha Stefenia Andie Çarş. Ağus. 05, 2009 11:44 pm

    Karanlık ağaçlara doğru yürümeye başlamışlardı. Etraf ise iyice kararmıştı. Tom ve Elisha hemen ''Lumos'' diye bağırdı ve asalarının ucunda ışık belirmişti. Şimdi yol daha aydınlıktı. Karanlık ormanın içine daldılar. Fakat etraftan gelen sesler gerçekten ürkütücü idi. Fakat Lizzie için değerdi ve yanında Tom vardı Elisha'nın bunun için nefes alıp yola devam etti. Elisha'nın aklına Lizzie geldikçe dahada acele ediyordu. Sanki onun yardım istediğini benimsiyordu Lizzie nede olsa ikiziydi. Belkide bu sadece Elisha'nın abartmasıydı. Ormanın içine girdikçe sesler çoğalıyor hışırtılar fazlalaşıyordu. Bu gerçekten ürkütücüydü. Aklından sürekli Lizzie'yi düşünüyordu. Ailesinden geride kalan bir tek o vardı. Oda giderse Elisha'yı yanlız bırakırsa Elisha koca hayatta tek başına kalacaktı. Bunlar aklına geldikçe gözlerinden süzülen yaşlar yere damlıyordu. Fakat bunu Tom görmemeliydi. Ağlarken birinin görmesinden nefret ederdi Elisha...

    ''Ağlıyor musun sen?'' diye sorunca Elisha adımlarını hızlandırdı. Tom'dan biraz ileride yürüyordu hızlı adımlarla boğuk sesiyle '' Hayır neden ağlayayım ki Lizzie'yi sağsağlim bulacağız buna eminim '' demeye çalıştı kendini güçlü göstererek ama napsada bunun olmayacağını biliyordu... Git gide dahada hızlanıyordu artık. Çünkü hem korkusu onu sarıp sarmalıyor hemde Lizzie'yi bir an önce bulmak istiyordu. Tom hep inançlı bakıyordu. Sanki gözleri '' Korkma Elisha Lizzie'yi bulup sağsağlim getireceğiz '' hissini veriyordu. Belkide en çok bu gözlerdeki hisse güveniyordu Elisha...


    ''Imm,mmmm'' sesleri geliyordu sanki biri iplerden kurtulmak için bağırmaya çalışıyormuş gibi birden bu sesi duyunca Elisha Tom'a baktı ve onun bi tepki vermesini beklemeden ''Lizzie bu haydi gidip kurtaralım onu'' diye inançlı bakışlarla Tom'a baktı...
    Tom Welling
    Tom Welling
    Ravenclaw 4. Sınıf Öğrencisi


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 4794
    Yaş : 30
    Taraf : Yoldaşlık
    Rp Partneri : Rapunzél
    Patronus : Hipogrif
    Yetenek : Animagus
    Kan Saflığı : Melez
    Lakap : Clark Kent ~ Superman
    Soyunuz : YoK
    Ruh Hali : Lizzie? Neredesin? Yogun10
    Tanınmışlık : 72

    Lizzie? Neredesin? Empty Geri: Lizzie? Neredesin?

    Mesaj tarafından Tom Welling Perş. Ağus. 06, 2009 8:05 pm

    ''Hayır neden ağlayayım ki Lizzie'yi sağsağlim bulacağız buna eminim.''

    Tom, cesaret verircesine başını salladı, buna kendi de inanmak istiyordu. Kendisi Lizzie ile sadece birkaç yıldır arkadaş olmasına rağmen, onun kaybolmasıyla hayatındaki büyük bir parça yok olmuştu sanki. Üzüntüsünü dışarı vurmaya çalışsa ağlayabilirdi bile. Onun ikizi olan Elisha, hayatının tümünü Lizzie ile geçirmişti, ve Tom, onun neler hissettiğini tahmin bile edebileceğini sanmıyordu.

    "Korkma Elisha. Lizzie'yi bulup sağ salim getireceğiz," dedi Tom tıkanırcasına. Bir yandan da asasını, gittikçe daralan ağaçları aydınlatmak için sağa sola çeviriyordu. Etraf zifiri karanlıktı, ötüşen böceklerin kulak tırmalayıcı sesi dışında hiç bir ses yoktu. Gecenin bu saatinde bu ormanda yürümek öyle bir histi ki, sanki karanlık onları bir kara delik gibi içine çekiyordu. Eğer içinde Lizzie'yi bulmalarına dair kalan bir parça umut da olmasaydı, Tom korkabilirdi bile. Ama şimdi korkmanın sırası değildi. Bu orman, en iyi arkadaşını bulabilmesi için son şansıydı, ve ormanı karış karış araması gerekse bile Lizzie'yi bulacaktı...

    Birden sessizlik bozuldu. Ağzı bağlı birinin inleme sesine benzer bir ses duyuldu, ardından da hızlı adımların atıldığını belirten dal çatırtıları. Tom hemen asasını sesin geldiği yere yöneltti ve dikkat kesildi. Elisha'nın bir şeyler dediğini duydu ama onu dinlemiyordu bile. Hemen çatırtıların geldiği yere doğru koşmaya başladı. Elisha'nın da arkasından geldiğini duyabiliyordu. İkisi de hem heyecandan hem de korkudan nefes nefese, karanlığın içinde koşuyorlardı. Keskin dallar cüppelerini yırtıyor, derilerinde çizikler meydana getiriyordu, ama ikisi de bunları hissetmiyormuş gibi görünüyorlardı. Tom, koşmaya devam ederken, ağaçlıkların genişlemeye başladığını farketti. Az ilerdeyse daire şeklinde boş bir arazi vardı. Araziden ışık geliyordu. Tom ve Elisha nefes nefese, daha da hızlanarak ışığın geldiği noktada durdular.

    "Aman tanrım!"

    Elisha, gördüğü manzara karşısında kendini tutamayıp çığlığı bastı. Tom, şaşkınlıktan gözlerini kocaman açtı.

    Daire şeklindeki ağaçlığın her tarafında kırmızı, satanizm öğeleri taşıyan heykeller ve kemikler vardı. Bazı heykellerin gözleri o kadar gerçekçiydi ki, Tom, izlendiğini hissetti ve ensesi ürperdi. Arazinin ortasında ise, dizilmiş tahtalarla huni şeklini almış kocaman bir ateş yanıyordu. Kutlamalarda yakılan şenlik ateşlerine benziyordu. Ateşin üzerinde de mekanik bir platform vardı. İpe bağlanmış bir çuval, gittikçe ateşe yaklaşırken takır takır sesler çıkıyordu. Çuval ise ateşe yaklaştıkça debelenip inliyordu.

    "Aman tanrım! LIZZIE!" diye bağırdı Tom. Çuval bu sefer daha fazla debelenip daha fazla çığlık atmaya başladı. Tam o sırada çuvalı tutan platform takırdayarak durdu, dişli makaraların takılmasına benzeyen sesler geldi, ve çuvalı tutan ip koptu. Ve çuval, çatırdayarak yanan ateşin içine düştü.

    "Hayır!" diye feryat etti Elisha, çuval yanmaya başlarken. Artık Lizzie'nin çığlıkları dayanılmaz derecede acı çıkmaya başlamıştı. İkizi, gözünün önünde yanıyordu.

    "Aynı anda, söndürme büyüsü!"
    diye bağırdı Tom. Elisha'yla yan yana gelip asalarını ateşe doğrulttular. Aynı anda "Aguamenti!" diye bağırdılar. Asalarından çıkan serin sular ateşe değdiğinde kulak tırmalayıcı bir 'coss' sesi çıktı. Büyüyü ikinci kez tekrarladılar. Kalın su huzmesi ateşe çarptığında, çuvala ulaşan ateş yavaş yavaş azalmaya başlıyordu. Büyüyü üçüncü kez yapmak için asalarını kaldırdıklarında, arkalarından bir çatırtı geldi, ve ikisi de ıslak orman zeminine yapıştı. İkisi de sırtüstü dönüp büyünün geldiği yöne doğru baktılar. Kapşonlu bir silüet, eli havada onlara doğru yürüyordu.

    "Ritüelimi bozan düşüncesizler de kimler?" dedi kapşonlu silüet. Çok sakin ve kibar bir kadın sesiydi. Lizzie'nin çığlıklarına aldırmıyordu bile. Tom, kapşonlu kadına daha fazla bakmadı. Hemen yerden kalkarak Lizzie'nin içinde bulunduğu yanan çuvala doğru koşmaya başladı. O çuvala doğru koşarken, arkasından bir fısıltı geldi ve Tom, biri ona çelme takmış gibi tekrar yere yapıştı. Yüzü toprak içindeydi ve sinirlenmişti. Bu ruh hastasının nesi vardı böyle!?

    Tom, yattığı yerden doğruldu ve kapşonlu kadına asasını doğrultarak "Impedimenta!" diye bağırdı. Tom'un asasından çıkan mavi ışık huzmesi kadına ulaşamadan havada buharlaşıp yok oldu. Hem Elisha hem de Tom bir şaşkınlık nidası koyverdiler. Bu kadın asası olmadan bile bu kadar ileri düzeyde büyü yapabiliyorsa, bir asayla neler yapabileceğini tahmin bile edemiyordu. Bu arada Lizzie arkalarında çığlık atmaya devam ediyordu. Tom, o kadar sinirlenmiş ve korkmuştu ki, ne yapacağını bilemeyerek titriyordu. En iyi arkadaşı arkasında cayır cayır yanıyordu, ve karşısında hayatında gördüğü en güçlü büyücü duruyordu.
    Elisha Stefenia Andie
    Elisha Stefenia Andie
    Dükkan Sahibi


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1687
    Yaş : 27
    Taraf : Nötr
    Rp Partneri : Stanley Alejandro Légolas [ Evleniyoruuuz x3]
    Patronus : Karadul
    Yetenek : Etkilemek :T
    Kan Saflığı : Melezdi.
    Lakap : Ellof xD
    Soyunuz : Andieydi fakat değişiyır:D
    Ruh Hali : Lizzie? Neredesin? Hasta10
    Tanınmışlık : 20

    Lizzie? Neredesin? Empty Geri: Lizzie? Neredesin?

    Mesaj tarafından Elisha Stefenia Andie C.tesi Ağus. 08, 2009 10:00 am



    Tom koşarak sesin çıktığı yere yöneldi. Elisha’da peşinden hızlı adımlarla ilerlemeye koyuldu. Fakat hızlı hızlı giderlerken çalılar Elisha’nın canını çok yakıyordu. Çünkü çalılar çok dikenliydi geçerken de haliyle takılıp çiziyordu vücudumuzu. Elisha ayanamadı ve ‘’Ahh’’ diye bağırdı. Fakat kafası sorularla doluydu, korkuyordu. Biricik ikizine zarar gelmesinden korkuyordu.Elisha’nın ailesinden bir tek Lizzie geride kalmıştı. Onuda asla kaybetmek istemiyordu. Eğer Lizzie’ye bir şey olursa kendini beklide hiç affetmeyecekti. Onu çok özlemişti. Artık çalılıklarda bitmişti.

    ’Aman Tanrım!’’

    Dedi Elisha yüksek sesle…Daire şeklindeki ağaçlığın etrafında bir sürü heykeller vardı. Sanki hepsi birden çok şey ifade ediyordu. Tam ortada ise çok büyük bir ateş yanıyordu.İpe bağlanmış bir çuval gittikçe ateşe yaklaşıyordu.’’Hayır’’diye bağırdı Elisha.Gözlerinin önünde ikizi ateşe düşmüştü. Hem de gözlerinin önünde biraz daha erken gelseler onu kurtarabilirlerdi belki de… Fakat düzenek adeta onların tam oraya geldiği zaman ipin kopması şeklinde olmuştu… O an Elisha’nın içi öyle acımıştı ki. Sanki biri gelip onu en derinden kesmişti. Canı öyle yanıyordu ki. Çuvalın içinden gelen sesler artık gelmiyordu. Elisha gözlerinden süzülen yaşlarla Tom’a baktığında Tom ‘’Aman Tanrım Lizzie! ‘’ diye inledi. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı adeta. Hemen Tom ve Elisha hemen ‘’Aguamenti!’’ diye bağırdılar. İkisinin de asalarının ucunda derince bir su fışkırmaya başladı. 2. kez yine Aguamenti diyerek asalarını ateşe doğrulttular. Artık son sularla ateş rahtlıkla sönecekti. İkisi de asalarını havaya kaldırdıklarında Bir güç onları yüzüstü yere yapıştırdı. Onlar ne olduğuna bakmak için geri döndüklerinde kapüşonlu bir silüet onlara doğru eli havada geliyordu. Bu çok ürkütücü idi. Tom Lizzie’yi kurtarma çabasıyla güç alıp çuvalın olduğu yere gitti. Tabi kapşonlu süliet asla bunu yanında bırakmayacaktı. Kapşonlu süliet elini bile havaya kaldırmadan Tom yere yapıştı.Tom yine kendini toparlayıp kapüşonlu süliet’e asasını doğrultarak ‘’İmpedimenti!" ’’ dedi. Büyü hava da burharlaşıp uçmuştu. Elisha artık bu kadının ne kadar güçlü bir kimse olduğunu anlamaya başlamıştı. İkiside umutsuz yerde canları yanmış şekilde yatıyorlardı. Birden nal sesleri duyuldu. Elisha heyecanlandı ‘’Yardım edin! Buradayız, yardım edin lütfen!’’ diye süliet kapuşonunu çıkartmıştı. Öyle korkunçtu ki. İlk defa böyle korkunç birini görüyordu Elisha.Kadın Elisha’ya doğru yürümeye başladı. Elisha ise biraz sürünerek geri çekildi. Tam Kadın Elisha’nın yanına geldi o sıra at adamlar olaya el attı. At adamları görünce Kadın onlara yaklaşmaya gitti. Elisha ve Tom’da hemen Lizzienin olduğu çuvala doğru sessizce hızlı adımlarla yürüdüler Lizzie’yi çuvaldan çıkarmak için düğümü çözmek güç istiyordu. Fakat Tom’da yetecek kadar güç vardı. Düğümü zor da olsa çözdü Tom… Lizzie’nin yüzü çok fena bir biçimde yanmıştı. Canıda yanıyordu. Cüppeside yanmıştı. Elisha ikizini böyle görünce gerçekten çok üzülmüştü. O kadın ve at adamlar ise çekişmeli bir şekilde savaşıyorlardı. Elisha ve Tom Lizzie’yi kollarından tutup yavaş yavaş kaçmayı planlıyorlardı. Kenarlardan hemen kaçmayı başarmışlardı. Fakat öyle halsizlerdi ki. Oldukları yere yığılabilirlerdi her an . Çok hızlı bir şekilde ilerlerlerken arkalarını da kolaçan etmeyi unutmuyorlardı. Epey ilerlemişlerdi. Hepside çok yorulmuşlardı. Fakat artık Lizzie yanlarındaydı ya hiç bir şeyin onlar için önemi yoktu. Fakat Elisha o kadının arkalarında geleceğini hissediyordu. Kendilerini en sonunda Hogwarts’a atmışlardı. Fakat 3’de oldukları yere yığıldı….
    Tom Welling
    Tom Welling
    Ravenclaw 4. Sınıf Öğrencisi


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 4794
    Yaş : 30
    Taraf : Yoldaşlık
    Rp Partneri : Rapunzél
    Patronus : Hipogrif
    Yetenek : Animagus
    Kan Saflığı : Melez
    Lakap : Clark Kent ~ Superman
    Soyunuz : YoK
    Ruh Hali : Lizzie? Neredesin? Yogun10
    Tanınmışlık : 72

    Lizzie? Neredesin? Empty Geri: Lizzie? Neredesin?

    Mesaj tarafından Tom Welling Ptsi Ağus. 10, 2009 12:46 am

    Tom, elinden geldiğinde alçak gönüllü olmaya çalışırdı, fakat her zaman tanıdığı en güçlü büyücünün kendisi olduğunu düşünürdü. Hogwarts'a gelmeden önce, ve büyücü olduğunu öğrenmeden önce, eşyaları asasız hareket ettirebilmiş, istemeden Cisimlenebilmiş, ve bir keresinde yangın bile çıkartmıştı. Hogwarts'taki ilk yılında, Seçmen Şapka daha kafasına değer değmez onu Ravenclaw'a koymuştu. Hiç ders çalışmamasına rağmen tüm derslerden hep tam not almıştı. Kısacası, Tom, kendi sihir gücüne sahip bir büyücüyle tanışmamıştı. Şimdiye kadar...

    Karşısında duran kadın, bir asaya sahip olmadan bile Tom'un akıl edemeyeceği büyüleri yapmıştı. Ağzı açık kalan Tom, kan kırmızısı bir ayin cüppesi giymiş olan kadının, kapşonunu çıkarmasını gözledi. Kapşon gözden kaybolduğunda, Tom, hayatında karşılaştığı en şaşırtıcı kadını gördü.

    Şirin ve çocuksu bir yüze sahipti. Yüzünün sol tarafı, sağ tarafından alabildiğine farklıydı. Yüzünün sol tarafına düşen saçlar, özensizce dağıtılmıştı, simsiyahtı. Sadece gözünün önüne düşen bir tutam kırmızıya boyanmıştı. Sağ taraftaki saçları ise kumraldı. Özenle taranmıştı, parlıyordu. Kızın sağ bölümü, pembe makyajıyla ve parlayan yeşil gözleriyle tamamıyla bir prensesi andırıyordu. Yüzün diğer tarafı ise, koyu kırmızı ve siyahın ağır olduğu bir makyajla çevriliydi. Kıpkırmızı bir göz sinirle Tom'a bakıyordu. Eli ise havada, Tom'a doğru çevrilmişti.

    "Avada Kedavra!"

    Gök gürültüsünü andıran bir ses duyuldu. Tom, hayatında böyle bir güç hissettiğini hatırlamıyordu. Kadının elinden çıkan yeşil ışın dalgası öyle büyüktü ki, bir an için tüm ormanın yeşil renge büründüğüne yemin edebilirdi. Yeşil ışık hızla toprağı çürüterek, ve saçlarını uçuşturarak Tom'a doğru ilerlerken, Elisha akıllıca bir hareketle Tom'a bir itme büyüsü uygulayarak, ışının Tom'a isabet etmesini engelledi. Tom, hemen yerden kalkıp Elisha'nın yanına koştu. Lizzie ise artık çığlık atmıyordu. Tom, onu bulduklarında ne hale gelmiş olacağını düşünmemeye çalışarak, son bir kez çuvala baktı. Birden vücuduna bir rahatlama hissi yerleşti. Yangın sönmüştü! Kadının yolladığı lanetin esintisi yangını söndürmüştü demek. Ama hiç birşey farketmiyordu. Üçü de burada ölecekti. Aralarından en acı çekerek ölen Lizzie olacaktı, ama önemli olan üçünün de ölecek olmasıydı. Böylece birbirlerinin arkasından üzülmeyeceklerdi. Bu düşünceden cesaret ve güç alan Tom, son bir kez kadına saldırmak için asasını kaldırdı. Yanında, Elisha'nın da asasını kaldırdığını görebiliyordu. Son bir kez birbirlerine bakıp gülümsediler, sonra asalarını kadına doğrultup aynı anda bağırdılar. "Impedimenta!"

    İki asanın ucundan çıkan mavi ışıklar kadına doğru ilerlerken, yarı yolda birleşti, muazzam bir ışık huzmesine dönüştü, ve tüm gücüyle kadına hücum etti. Kadın, elinin kolay bir hareketiyle büyüyü yok etti, ama Tom'la Elisha'nın umutları yok olmadı. İçlerindeki umut ve cesaret hala dinmemişti. Çünkü ikisi de ölmeyi kabullenmişti. Ve cesurca, üç en iyi arkadaş olarak, kötülüğe karşı can vereceklerdi. Bu yüzden kadın elini tekrar kaldırdığı zaman, ikisi de birbirlerine son bir kez bakıp gözlerini kapattılar. Tom, Elisha'nın elini tuttu. Diğer eliyle de Lizzie'nin elini tutmak isterdi, ama kalbi onunlaydı. Artık heyecanla, duyacağı son büyülü sözleri duyup karanlığın içinde kaybolmayı bekliyordu.

    "Avada -"

    Bir 'fışşt' sesiyle kadının büyüsü yarıda kesildi. Merakla gözlerini açan Tom, kadının karnına bir okun saplandığını gördü. Kadının kan kırmızısı cüppesinde, okun saplandığı yerin etrafında siyah bir leke vardı. Kadın, bir eliyle karnına saplanan oku tutarken, şaşkın bir ifadeyle etrafına bakınıyordu. Tom ve Elisha da kendilerini kurtaran kişiyi arıyorlardı. Kurtarıcı meleklerini görmeyi beklerlerken, bir anda, etrafları onlarca at adam tarafından sarıldı. Ağaçların arasında beliren at adamların hepsinin göğsü ve başı insan şeklindeydi, belden aşağılarıysa bir atın şekline sahipti. Gözleri haince kısılmış, ellerinde yaylarıyla ateşe hazır halde bekliyorlardı. Liderleri gibi görünen irice bir at adam, derinden gelen sesiyle konuştu.

    "Mülkümüze gelip burayı kirleten bu üç insanı öldürelim! Öldürelim ki, Ormanımız'a girenlerin ve burayı kirletenlerin ellerini kollarını sallayarak geri dönemediklerini görsünler!"

    Elisha kafasını hayır anlamında sallarken, diğer tüm at adamlardan sevinç ve onaylama çığlıkları yükseldi. Hala ismini bilmedikleri kadın, vahşice bir çığlık atarak ağaçlara doğru bir ölüm laneti gönderdi. Yeniden aynı güç dalgası yaşanırken Tom, Elisha'yı tuttuğu gibi ters yöne koştu ve Lizzie'nin bulunduğu çuvalın çok yakınındaki bir yere çekti. Lizzie'yi sallandıran platformun arkasına saklanmışlardı. Bu sırada, at adamlarla vahşi kadın arasında çekişmeli bir savaş çıkmıştı. İki tarafın da çığlıklarını duyabilen Tom ve Elisha, kadın her büyü yaptığında kulaklarını ve gözlerini kapatmak zorunda kalıyorlardı. Çığlık ve patlama sesleri arasında sesini duyurmaya çalışan Tom'un bağırması gerekti.

    "ELISHA! BEN ÜÇ DEYİNCE, LİZZİE'Yİ KAPTIĞIMIZ GİBİ GÜNEYE KOŞALIM! TAMAM MI?"

    Elisha, "TAMAM!" diye bağırdıktan sonra ikisi de asalarını kemerlerine soktu, ve birkaç tereddütün ardından tekrar savaş bölgesine adım attılar. Bir ok, şimşek gibi bir hızla Elisha ile Tom'un kafalarının arasından geçerek gözden kayboldu. Tom, içinde büyümeye başlayan umut duygusuyla dolup taşmıştı. Kurtulabilirlerdi. Yapmaları gereken tek şey, dikkatli davranmaktı. Tom, Elisha'ya beklemesini işaret etti, ve ardından, koşabildiği kadar hızla koşup, Lizzie'nin üstünde olduğu şenlik ateşinden geri kalan odun parçalarının arkasına saklandı. Arkasına saklandığı kalın odun parçalarının arkasına birkaç ok isabet etti. Rahat bir nefes alan Tom, eliyle alnını sildi. Kadın, tekrar görkemli bir büyü yaparak orman zeminini sarsarken, Tom, bu şansı bir daha yakalayamayacağını düşünerek, at adamlar dikkatini cadıya vermişken harekete geçti.

    Asasını kemerinden çıkartıp, kalın odun parçalarına doğrulttu ve bağırdı. "Relashio! Wingardium Leviosa!"

    Kalın odun parçaları dört bir yana yığılırken, onların tepesinde bulunan çuval, ikinci büyü sayesinde havada asılı kaldı. Ama havada uçuşan bu kadar ok varken bu güvenli değildi. Tom, hemen büyüyü iptal ederek çuvalın tekrar düşmesini sağladı. Çuval tam yere çakılacakken de, toprak zeminin üstüne atlayıp çuvalın kendi üstüne düşmesini sağladı. Aynı anda üç ok birden Tom'un üstüne geldi, ama görünmez bir kalkana toslayıp kırıldılar. Tom, hemen arkasına baktı. Elisha, cadının heykellerinden birinin arkasına saklanmış, asasını hazır tutmuş, cesaret verircesine Tom'a gülümsüyordu.

    Daha da cesaretlenen Tom, doğruldu ve titreyen elleriyle, beceriksizce çuvalın düğümünü çözmeye çalıştı. Birkaç denemeden sonra elleriyle çözemeyeceğini anladı ve asasına davrandı. Bu sırada birkaç ok onlara doğru uçmuş, ama Elisha'nın sağladığı kalkana çarpıp kırılmıştı.

    Onları öldürmeye çalışmasalar, Tom, at adamların geldiğine sevinebilirdi bile. Çünkü bu sayede Şeytan Kadın (Tom, ona bu ismi takmaya karar verdi) dikkatini başka bir yere yöneltmişti. Çuvalın düğümünü büyüyle bir kenara attıktan sonra Tom'un elleri daha beter titremeye başladı. Çuval yırtık pırtık ve yanık içindeydi. Asasını yere bırakarak, tereddütle çuvalı açtı, en iyi arkadaşının yüzü göründü, ve Tom'un kalbi acıyla burkuldu.

    En iyi arkadaşı tanınmayacak haldeydi. Giydiği kıyafetler yanıp yok olmuş, ortaya Lizzie'nin vücudunu çıkartmıştı. Kollarının, omzunun ve sırtının büyük bir bölümü yanmıştı. En kötüsü ise, yüzünün sol tarafı tamamen yanmıştı. Kıpkırmızıydı, derisi yoktu. Yanaklarındaki etler ve deri o kadar çok erimişti ki, Tom onun dişlerini görebiliyordu. Tom, kolları arasında yatan en iyi arkadaşına bakarken, bir çift mavi göz, acınası bir şekilde ona bakıyordu. Tom, o kadar büyünün ve okların arasında, hiçbir şeyi umursamadan, en iyi arkadaşını sımsıkı sardı. Lizzie acıyla inlerken, Tom, içindeki bir duygunun yok olduğunu hissetti. Merhamet...

    Tom, o kadar kinle ve nefretle dolmuştu ki, sadece o kadını öldürmek, en iyi arkadaşına yaşattığı acıların aynısını ona yaşatmak istiyordu. Hiddetten gözünde beliren yaşlar toprağa karışırken, asasını kaptı ve ayağa kalktı. Tom, çizdiği koruma kalkanından çıkarken, Elisha'nın, "Hayır!" diye bağırdığını duydu.

    Etraflarındaki savaş bitmek üzere gibi görünüyordu. Ağaçların arasından yeni at adamlar gelse de, Şeytan Kadın'la baş edebilecek güce sahip değildiler. Tom da değildi. Ama o acımasız kadına acı çektirebilmek, uğrunda ölmeye değer bir şeydi. At adamlar, Tom'a sürekli ok atıyorlardı. Ama Elisha sürekli arka tarafta gizlice koruma büyüsü yaparak, Tom'a gelen zararı engelliyordu. Tom, Elisha'nın da verdiği güvenle Şeytan Kadın'ın karşısına geçti. Şeytan Kadın ise, dikkatini at adamlardan çekip Tom'a yöneltti. Kırmızı olan gözü adeta parıldayarak elini Tom'a doğru uzattı. Tom da asasını ona doğrulttu.

    "CRUCIO!"
    "AVADA KEDAVRA!"
    "PROTEGO!"

    Tom'un asasından çıkan şeffaf güç ışını, Şeytan Kadın'ın elinden çıkan muazzam yeşil ışınını hafifçe sıyırdı. Yeşil ışık huzmesi hızla Tom'a doğru gelirken, Tom, herşeyin yeşile döndüğünü gördü, ve gözlerini kapattı.. Ardından, yeşil ışık huzmesinin artık kendisine doğru ilerlemediğini gördü. Ve sonra yeşil ışık yok oldu. Kör edici bir ışık çaktı. Orman zemini bu sefer şupheye yer vermeyecek şekilde sallandı.

    "Tom! Hadi Tom! Gitmeliyiz! Lütfen!"

    Tom, gözlerini açtığında yerde yatıyordu. Bir bulanık şekil onu dürterek uyandırmaya çalışıyordu. Hemen kafasını sallayıp kendine gelmeye çalıştı ve doğruldu. Elisha, yanı başında oturmuştu. Hemen dibinde de, acıyla inleyen, gözlerini kapatmış Lizzie yatıyordu. Etrafına bakınan Tom, neler olduğunu anlamaya çalıştı.

    Şeytan Kadın, hareketsiz bir şekilde yatıyordu. At adamlar da öyle. Az önce büyü yaptığı zeminde kocaman bir çatlak vardı. Tom, koşarak asasını aldı, ve Elisha'nın da yardımıyla Lizzie'yi kaldırdı. İkisi, Lizzie'yi omuzladılar, ve ona, herşeyin iyi olacağını (olmayacağını bildikleri halde) söylediler. Ağaçlıkların arasına girmeden önce son bir kez savaş alanına bakan Tom, kalbinin sıkışmasına yol açan bir şey gördü. Şeytan Kadın, yattığı yerde sesler çıkarıp hareket etmeye başlamıştı. Tom, "Çabuk olalım," diye fısıldadı, ve yarı koşar adımlarla güneye doğru yol aldılar. Kısa süre sonra arkalarında kalan bölgede tekrar çığlıklar duyulmaya başladı. Savaş, devam ediyor olmalıydı. En sonunda Hogwarts'ın kapılarına geldiler.

    "Orada ne oldu öyle?" diye sordu Tom, bir yandan Lizzie'yi taşımak için çaba gösteriyordu. Elisha, düşünceli bir hale büründü.

    "İkiniz de aynı anda birbirinize büyü attınız, ama ben sana koruma büyüsü yaptım. Eminim o cadoloz bunu hesaba katmadı, ve kendi büyüsü kendine çarptı. Sen ise sadece bayıldın."

    "Ama, ama," diye kekeledi Tom. Şaşkınlıktan dili tutulmuştu. "Ona bir ölüm laneti çarptı, fakat kıpırdıyor!"

    Elisha, kaşlarını çattı. "Tom, onun öldüğünü hiç sanmıyorum. Ve bizi öldürmekten vazgeçtiğini de."

    Üçü birden, karanlık okul arazisinden, ışıl ışıl parlayan, beladan tamamen uzak ve sıcacık olan Giriş Salonu'na adım attılar.

      Similar topics

      -

      Forum Saati Cuma Mayıs 17, 2024 12:22 pm