isimsiz



Join the forum, it's quick and easy

isimsiz

isimsiz

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

yok


2 posters

    Tahammül *

    Frank Charles Benjamin
    Frank Charles Benjamin
    Kofti


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 22
    Taraf : Karanlık
    Patronus : Albatros
    Yetenek : Kurtadam
    Kan Saflığı : Safkan
    Lakap : Geçmişini bilenler ona 'Ben' der.
    Ruh Hali : Tahammül * Agresi10
    Tanınmışlık : 0

    Tahammül * Empty Tahammül *

    Mesaj tarafından Frank Charles Benjamin Ptsi Tem. 13, 2009 10:54 am

    Mekân-> Londra / St. Mungo
    Zaman-> 21.44
    Kişiler-> Frank Charles Benjamin, Beatriz Ursulina Sourez

    "Size iyi olduğumu daha ne kadar söylemeliyim?!" Yine normâl bir güne hasrettiler, bulaştıkları pislikler ile seherbazları aratmayan Kanun Yürütme Timi. Fransa üzerinden kaçak getirilen sihirli malların basılması sırasında yaralanan Frank'i zorla hastaneye götürmeye çalışıyorlardı. Ayakta duracak hâli olmamasına rağmen, O'nu sırtında taşıyan arkadaşlarına yol boyunca karşı çıkmış, daha doğrusu çıkmaya çalışmıştı. Siyah gömleğinin üzerinde belirgin bir şekilde duran yırtığın içindeki kırmızı oyuk! İşte o olmasa belki de evine cisimlenebilirdi. Kan kaybı nedeniyle etrafı bulanık görmeye başlamasına rağmen sözlü olarak direnişe devam ediyordu. "Beyler, amiriniz olarak durmanızı emrediyorum!" Sesi güçsüz çıkmasına rağmen boş koridorda yankılanıyordu. Daha fazla bulanık görmeye tahammül edemediğinden göz kapakları düşerek, ışıkta parlayan kömür karası gözlerini saklıyordu birnevi. Daha önce, Hogwarts'ta ve stajı sırasında çok kez yaralanmasına rağmen, gür sakallı adamın büyüsü O'nu fazlasıyla etkilemişti. Görüşü kapalı olduğundan uyuşuk bedeni, sedye benzeri bir yatağa oturtulduğundan habersiz, sanki bu anı bekleyen kanını boşaltıyordu. Bedenini birkaç dakikadır saran uyuşukluk sayesinde karnındaki yaranın sızısı algılanamaz olmuştu. Başında dikilen Ralph'in elindeki kumaş parçasını yarasına bastırdığını hisseden Frank, koridorda yankılanan feryat niteliğindeki iniltisini tutamadı. Alnında boncuk boncuk biriken terler gibi gereksizdi bu.

    "Şuradan çıktığımda ilk işim seni açığa almak olacak, lanet olası!" Yol boyunca fedakâr bir şekilde sırtında taşıdığı adamdan bunları duymak, Ralph'in suratını düşürse de hâlâ başında dikiliyordu. Oysa ki yaralanan ve endişelenmesi gereken kişinin derdi, en sevdiği takımının kana bulanmasıydı sadece! Aslında biraz da pişmandı bu sorumsuz davranışları yüzünden. Şimdi dudalarının anlamsız kuruluğunu giderecek suyu dakikalardır azarladığı adamlardan istemeyi gururuna yediremedi. Belki bedenindeki acıyı biraz olsun dindirir diye Ralph'in sedyeye bıraktığı ceketinden sigara paketini çıkararak bir tane yakma girişimi, O'nu kendinden çok düşünen mesai arkadaşları tarafından tahmin ettiği gibi engellenmişti. "Hepiniz... hepiniz..." Bakışları sedyeye doğru gelen üniformalı silüetlere kaydığında fısıltı şeklinde bir küfür döküldü dudaklarından. Silüetler yaklaştığında bir kişi olduğunu, sadece gözlerindeki bu anlamsız görüş bozukluğu için çift gördüğünü anladı. Bu şifacı sedyeye koşarak yaklaşırken, genelde Frank'ten çekinen Ralph'in güçsüz düşmüş adamı sedyeye yatırması uzun sürmedi. Meraklı büyücülerin kenara çekilmesiyle şifacının hastasıyla arasında hiçbir engel kalmadı. Bulanık gözlerle de olsa başında dikilen kadının zerafetine söylenecek söz bulamamıştı. Sadece üzerindeki favori gömleğini yırtması üzerine, bu durumda bile koruduğu kurnaz sırıtışıyla cevap verdi.
    Beatriz Ursulina Sourez
    Beatriz Ursulina Sourez
    Hogwarts Şifacısı


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 101
    Rp Partneri : William*Mi Salvador
    Patronus : Tilki.
    Yetenek : Şifa dağıtıyorum daha ne?
    Kan Saflığı : Safkan.
    Lakap : Lina
    Ruh Hali : Tahammül * Dusunc10
    Tanınmışlık : 3

    Tahammül * Empty Geri: Tahammül *

    Mesaj tarafından Beatriz Ursulina Sourez Ptsi Tem. 13, 2009 4:22 pm

    “Ve şimdi de asamı kırığa doğrultuyorum.” Saçları yaşından dolayı bembeyaz olmuş şifacı kendini izleyenlere zafer gülümsemesiyle baktı. “İşte, oldu. Şimdi de şuradaki yarayla ilgilenelim.” ‘Aman ne güzel.’ Dedi Lina bacak bacak üstüne atıp çenesini eline dayayarak. Yaklaşık iki saattir bu ameliyatı izliyordu. Sırf üzerinde yıllar önce uygulamayı bitirip ustası olduğu yöntemleri izlemesi için gönderilmişti Hogwarts’tan buraya. Bir tür eğitim denilmişti ona ama Lina bunun bu kadar sıkıcı geçeceğini tahmin etmemişti. Bunlar yeni şifacı olmuş büyücüler içindi. Kendisi gibi işinde ustalaşmış biri için değil. Daha fazla bu yaşlı adama dayanamayacağını anlayınca kucağındaki bugün St. Mungo’dan aldığı iksirleri barındıran çantayı aldı, yerinde kalktı ve gözlerini açmış bu ‘önemli’ ameliyatı izleyen şifacılar arasında ilerlemeye başladı. Giydiği mor pileli elbisesi sürekli bir yerlere sıkışarak ona bugün zorluk yaratacak gibi görünüyordu. Gün boyu bir yerlere takılıp durmuştu ve şimdi de tam ameliyathaneden çıkarken kapıya sıkışmıştı. Kızgın bir şekilde hızla kapıyı açtı, sıkışmış eteği kurtardı ve hızla koridor boyu ilerlemeye başladı. ‘Bugün üstümden düşmezse iyidir.’ Sinirli konuşmasını koridorun ucundan gelen sesler bozdu. Mızmız bir hasta buraya gelmesinin gerekli olmadığını söylüyordu sesini yükselterek. Hastayı dikkate almadan tam diğer koridora geçecekti ki adamın acıyla inlediğini duydu. Arkasını döndüğünde esmer adamın karnının tümünün kan olduğunu fark etti. Simsiyah gömleği kan kırmızısının yanında sönük bile kalmıştı ve kendini bilmez hastabakıcı onu arkadaşının omzundan almış sedyeye yatırmış ve kimseyi çağırmadan şok olmuş bir şekilde adama bakıyordu. Lina koridoru gözledi. Çoğu şifacı o ameliyatta olmalıydı. Burası kendi iş mekanı değildi ama hastayla ilgilenecek başka kimse de görünmüyordu.

    Koşarak karnında büyük ve kanaması durdurulamaz hale gelmiş yara olan hastanın yanına geldi. Hastabakıcı hala adama ifadesizce bakıyordu. “Ne işe yarıyorsun ki sen? Gidip neden birilerini çağırmadın. Herneyse biri gelene kadar ben ilgileneceğim.” Yaranın üzerini kapayan gömleği bir tutuşta yırttı. Hastanın buna kızıp kızmayacağı umurunda değil gibi gözüküyordu. Yeterince harap olmuştu zaten. Arkadaşının kanı durdurmak için bastırdığı bez parçasını bir kenara bırakarak çantasından çıkarttığı sargı bezleriyle yaranın çevresini temizledi. Bir yandan da adamı izliyordu, yaptıklarına nasıl tepkiler verdiğini inceliyordu. Boynuna astığı çantasını çıkarttı ve içinden mor ve sarı sıvıların karışmış olduğu bir iksir çıkardı. Bu iksir yarım saatliğine yaradan basınçla çıkan kanın akmasını engelleyecek, kan kaybını önleyecekti. Kıvamlı iksiri gazlı beze dökerken birinin kolunu tuttuğunu hissetti, hastabakıcıydı. “Yo, bunu yapmanıza izin veremem. Burada çalışmıyorsunuz.” Lina’nın sinirlendiği büyümüş gözlerinden rahatlıkla anlaşılabilirdi. “Sakın, bana, ne yapacağımı, söyleme!” Kalan iksiri de gazlı beze boşalttı ve yavaşça yaraya dokundurmaya başladı. İksirin hastanın canını fazlasıyla yakacağını bildiğinden ona baktı, o sırada hastanın da kendisine baktığını fark etti. “Şimdi derin nefes alın ve lütfen bilincinizi koruyun.” Dedi ve gazlı bezi yaranın tam ortasına bastırdı. Hastanın bilincini kaybetmesi hiç de iyi olmazdı.
    Frank Charles Benjamin
    Frank Charles Benjamin
    Kofti


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 22
    Taraf : Karanlık
    Patronus : Albatros
    Yetenek : Kurtadam
    Kan Saflığı : Safkan
    Lakap : Geçmişini bilenler ona 'Ben' der.
    Ruh Hali : Tahammül * Agresi10
    Tanınmışlık : 0

    Tahammül * Empty Geri: Tahammül *

    Mesaj tarafından Frank Charles Benjamin Ptsi Tem. 13, 2009 9:07 pm

    Memnun bir ifadeyle karnında gezinen maharetli elleri seyrederken biraz önce hissettiği acıdan eser yoktu, zorlanarak da olsa gülümseyen çehresinde. Aslında işinin ehli cadının gömleğini yırtışı bu hâliyle bile Frank'e tahrik edici geliyordu. Bu nedenle cadının çantasıyla ilgilenmesini fırsat bilip, manken fiziğine sahip vücudunu kusursuzca saran mor elbisesini incelemeye başladı. Daha çok elbisenin altındakilerdi hedefi! Bu nedenle dayanılmaz sızıya ve uyuşukluğuna rağmen gülümsemeyi ihmâl etmiyordu. Kömür karası gözlerini bir saniyeliğine kadından aldığında az önce hissettiği dokunuşların finali için hazırlanan, üzerine kıvamlı bir sıvının bulaştırıldığı bez parçasını farketti. Başında dikilen cadıya kötü bir imaj göstermemek için, bedenini saran terden nasibini alarak kiraz gibi parlayan dudaklarının arasına tıktı bütün küfürleri! Ah, O'nunla St. Mungo'da bu hâlde değil de, Hogsmeade'de bir kafede tanışsalar fena mı olurdu?! Frank'in bu erkeksi içgüdülerini sesini duymasa varlığından bile haberdar olmayacağı hastabakıcının otoriter olmaya çalışan cılız sesi en güzel yerinde noktalamıştı. Az önce uzaktan duyduğu sesi dibinde işittiğinde akıl almaz çekici tonu duyularında bir kez daha doğrulamış oldu. "Bakın Bayan..." Bakışları cadının bir üniformaya nazaran abartılı olan göğüs dekoltesine kayarken oraya çok yakın mesafedeki yaka kartına kaydı. Beatriz Ursulina Sourez! "Bayan Sourez. Bu sorumsuzca davranışın Bakanlık bünyesindeki bir tim başkanına yapılmış olması, son zamanlarda gündemde olan sorumsuz çalışanları..." Konuşmaya çalışarak daha fazla yorulmak istemiyordu. Bu nedenle yarasının etrafında hissettiği dokunuşlara odaklanarak gözlerini yumdu. Biraz da hissettiği acıyı azaltmayı umuyordu. Böylece bağırarak Beatriz'i de işinden alıkoymayacak, başka bir değişle bir bayanın gözündeki erkeksi imajını koruyacaktı!

    "Şimdi derin nefes alın ve lütfen bilincinizi koruyun." Sourez narin ellerini Frank'in kaslı karnının üzerinde gezdirirken, söylediklerine bakılırsa büyücünün imajı şimdiye kadarki hâlleriyle çoktan bozulmuştu. "Rahat olun, hanımefendi. Mesleğim gereği birçok kez böyle yaralanmalara maruz kaldım." Son kelimelerinin ardından sağ göğsünün üzerinde bir bıçak kesiği gibi duran izi gösterdi. Ama bu havası da yaranın merkezine gelen ilâçlı bezin verdiği acıyla bozulmuştu. Ağzından bir inilti olarak kopsa da bir saniye sürmeden sesini keserek dudaklarını ısırdı. Frank'in bu yaradan çok Beatriz'in varlığından rahatsız olduğun söylenebilirdi. Bir yandan da iyi olmuştu. St. Mungo'ya gelirken, ya da zorla getirilirken, öyle bir şifacının varlığından habersizdi ve anlamsız bir direniş göstermişti. Hâlbuki Ralph'in bunu hatırlatması Frank'in pes etmesine neden olabilirdi, rahatlıkla! "Burada çalışmıyorsunuz anladığım kadarıyla. Bir şifacının..." Bakışlarını aşağılar gibi hastabakıcıya ve boş koridora çevirdikten sonra tekrar yarası nedeniyle üzerine eğilen şifacısına döndü. "Bir de sizin kadar güzel ve alımlı, bu yerden başka çalışma alanı yok sanıyordum!" Zorlansa da Beatriz ile konuşmak için katlanıyordu, sızıya katkıda bulunan kelimelere. Hâlâ karnıyla uğraşmasına aldırmadan tokalaşmak için elini uzattı. "Frank Charles Benjamin. Sihirli Kanun Yürütme Timi..." Hâlen başında dikilen Ralph'in gözlerinin içine bakarak sırıttı. "Başkanı!"
    Beatriz Ursulina Sourez
    Beatriz Ursulina Sourez
    Hogwarts Şifacısı


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 101
    Rp Partneri : William*Mi Salvador
    Patronus : Tilki.
    Yetenek : Şifa dağıtıyorum daha ne?
    Kan Saflığı : Safkan.
    Lakap : Lina
    Ruh Hali : Tahammül * Dusunc10
    Tanınmışlık : 3

    Tahammül * Empty Geri: Tahammül *

    Mesaj tarafından Beatriz Ursulina Sourez Salı Tem. 14, 2009 11:53 am

    Lina endişeyle adamın göğsüne baktı. Adamın dokunduğu yerde oldukça derin bir yaranın izi duruyordu. Bu adam nasıl bir mesleğe sahipti böyle? Kim bilir bunun gibi kaç tane daha yarası vardı ve yetmezmiş gibi şimdi aralarına karnındaki koca yarık da eklenmişti. Lina, bir eliyle gazlı bezini kullanarak kanın durmasını sağlamaya çalışırken, diğer eliyle asasını çantasının yanına bırakıp adamın göğsüne rast gelen yarayı incelemeye başladı. Elini iz boyunca adamın vücudunda gezdirdi. ‘Oldukça derin.’ Belki daha sonra niçin bu kadar fazla yaraya sahip olduğunu sorabilirdi, tabi bir daha hastayı görürse. Üzerinden zaman geçmiş yarayı bir kenara bırakarak, artık bir sızıntılar halinde kanayan yaraya döndü. Son kalan kanları da çantasından çıkardığı bir başka gazlı bezle temizlemeye koyuldu. Yalnızca yarım saati vardı.

    "Burada çalışmıyorsunuz anladığım kadarıyla. Bir şifacının..."

    Adam Lina’nın müdahalesi boyunca kendini tutmaya çalışmış, bağırmamak için zorlanmıştı ve şimdi de konuşmaya çalışıyordu. Lina kendisini zorlamaması için onu uyaracaktı; ancak konuşmaya devam etti. "Bir de sizin kadar güzel ve alımlı, bu yerden başka çalışma alanı yok sanıyordum!" Lina aldığı iltifat karşısında belirsiz bir şekilde gülümsedi. Bu adam hiç acı çekmiyor muydu? “Ben Hogwarts’ta baş şifacıyım.” Dedi adama dikkatlice bakarak. Ardından en son orada bıraktığı hastabakıcıya bir başka şifacı çağırmasını söylemek için döndü; ancak yaşlı adam orada yoktu. Şifacılardan birini çağırmaya gitmiştir diye düşündü, Lina. ‘Sonunda ben söylemeden bir şeyi yapmış anlaşılan.’ Yeniden hastanın yarasıyla ilgilenmek için sedyeye döndüğünde esmer adamın yine kendisine baktığını fark etti. Karnındaki son kalan gazlı bezleri bir yenileriyle değiştirdi, biraz sonra şifacılar gelmezse yine kendi iksirleriyle bu sefer onu ayağa kaldırabilirdi. "Frank Charles Benjamin. Sihirli Kanun Yürütme Timi Başkanı!" Lina başını kaldırdığında adamın tokalaşmak için elini kaldırdığını gördü. Çoğu kişi bunca ağrı içinde bırakın elini kaldırıp kendini tanıtmayı, bilincini bile zor korurdu. Lina adamı müthiş iradesi için tebrik etmemek için kendini zor tuttu. Elindeki kanları gösterip tokalaşmış gibi yaparak “Memnun oldum Bay Benjamin.” Dedi. Daha sonra koluyla mor elbisesinin üzerindeki beyaz önlüğün göğüs kısmındaki ismi göstererek “Ben de Lina.” Dedi narin bir gülümsemeyle.

    Hastabakıcının şifacıları getirmesini beklerken Frank’i ayık tutmak için onunla konuşmaya başladı. Çantasından çıkardığı bir mendille ellerini temizlerken “Acıya bu kadar dayanıklı olduğunuzu tahmin etmemiştim.” dedi hayranlığını gizlemeye çalışarak. Frank ile bir başka zamanda ve bir başka yerde karşılaşsalardı belki de kendini ona kaptırabilirdi; ancak şu koşullardan bu pek olağan gibi görünmüyordu. Şifacı kimliğine büründüğünde işini layığıyla yapan bir robota dönüşürdü. Duyguları umurunda bile olmazdı. Elini temizlediği mendili sedyenin yanında bulunan boş kutuya fırlattı.

      Forum Saati Cuma Mayıs 17, 2024 10:57 am